Biz Türkler, Türk, Türok veya et-Türk ve Arap mitolojisine göre tarihen yaşamış ve şimdi de nesillerini devam ettiren tüm Türk halklarının efsanevi atası, araştırmalara göre Türk Yafes’in oğludur. Yafes ise hem Kitab-ı Mukaddeste hem de Kur’an’da adı geçen Nuh’un oğludur.
Kaşkarlı Mahmud’un el yazmasında ise şöyle tarif edilir: “Onlar yani Türkler, güzellik, tatlılık, aydın yüzlülük, edep, yaşlılara hürmet ve riayet, ahde vefa, alçakgönüllülük, yiğitlik ve daha sayılamayacak birçok meziyet hak etmişlerdir.”
Mensubiyet duygusunu yaratan birçok ortaklık vardır. Tarih, soy, dil, din, vatan, ortak ülkü, ortak menfaat gibi. Bir millette bunların hepsi olabileceği gibi sadece birkaçı mevcut olabilir. Hatta bazen bir ortaklık bir topluluğu millet yapmaya yeter. Önemli olan bir veya birkaç ortaklığın bir insanı bir millete mensup hissettirebilmesidir. ABD’de iki yüz küsur yıllık ortak bir tarihle birlikte ortak ideal ve menfaatler, çok soylardan gelmiş insanları bir millet haline getirebilmiştir ve Amerikan milleti bugün en koyu şekilde milliyetçilik yapmaktadır.
Türklerde büyük bir çoğunlukla yukarıdaki ortaklıkların hepsi mevcuttur. Sözgelişi din ortaklığı yüzde 98 oranındadır. Türkiye Türkleri farklı etnik kökenden gelenlerin büyük çoğunluğu dahil olmak üzere en az 500 yıllık ortak bir tarihe sahiptir. Dini inanış ve efsanelere göre Türklük aşağı yukarı insanlıkla yaşıttır. Türklük, efsanesiyle, tarihiyle, seciyyevi özellikleri ile dünyaya yön veren bir hakikattir. Şu veya saiklerle bu hakikati silmeye kimsenin gücü yetmez. Bu öyle bir hakikattir ki göz dikeni kör eder, dokunanı yakar.
Sonuç olarak bir hadiste Peygamber(s.a.v.) dedi ki: Allah (c.a) diyor ki ‘benim bir ordum vardır; onları Türk diye adlandırdım ve doğuya yerleştirdim. Bir kavme kızdığım zaman onları (Türkleri) onlara musallat ederim.” Bu, diğer bütün insanlara karşı, onlar için bir üstünlüktür. Çünkü onların adını bizzat O (c.a.) vermiş; onları en yüce ve yeryüzünde havası en güzel yere yerleştirmiş; onları kendi ordusu olarak adlandırmıştır.
Bizler Türk olmanın sorumluluğunun gereklerini yerine getirmekte mücadele etmeyi ve bu uğurda çalışmayı bütün benliğimizle ve içtenliğimizle hissetmeli ve hissettirmeliyiz.