Hani TFF Süper Ligi’nin marka değerinden bahsediyoruz ya… Hikaye. Olaya sadece sonuçlar ve puanlar üzerinden bakarsanız yanılırsınız.
Oysa taraftarın kalitesinden başlar, statların konfor ve kalitesinden devam eder, sporcu, hakem ve yöneticilerin ahlak ve kültürüne kadar bu iş uzar.
İngiltere’de ya da Almanya’da yoğun kar yağışı öncesi böyle bir tablo asla yaşamazsınız. Düşünsenize stat temizlenmedi diye maçı 15 dakika geç başlatıyorsunuz. İlkel araçlarla ve traktörle sahayı pijama desenleri gibi temizliyorsunuz. Daha yeni yapılan stadın alttan ısıtması dahi yok.
Sonra da çıkmış bu maçtan daha doğrusu ligden kalite bekliyorsunuz.
Hadi oradan…
Utanmaz seyircinin (gerçek Rize taraftarlarını ayırıyorum) ahlaksız küfürleri altında oynanan maçtan hava koşulları da dikkate alındığında bir beraberlik bekliyordum. Ancak bireysel hataların sonuca oldukça katkı koyacağını da düşünüyordum. Nitekim öyle de oldu.
Bireysel hatalar göz bebeğimiz Abdullah Avcı’nın yanlış kadro tercihi ile başladı, Nwakaeme ve Denswil ile devam etti, adeta ‘ben bugün bu kaleye niye geçtim ki’ dercesine kalecilik yapan Erce’nin hayati hatasıyla son buldu. Hele penaltı atışlarındaki konsantrasyon bozukluğunu anlamak mümkün değil. Üç penaltı aynı köşeye atılırken birinde dimdik durup diğer ikisinde de aynı köşeye topa vurulmadan yatmak… Hele son penaltı öncesi o topu nasıl ceza sahası önünde karşılamazsın. Ceza sahasını terk etsen ceza mı yiyecektin?
Şimdi birileri çıkıp ‘dik dur eğilme Erce’ diyecek. Hayır dik durma Erce, biraz düşün. ‘Trabzonspor’un kalesini Uğurcan’dan sonra ben koruyacağım’ dercesine biraz çalış! Hiç hazır değildin. Bu kafayla olmaz bunu bil!
İkinci yenilgisini alan Trabzonspor ligde kötü bir zeminde ikinci kez puan kaybı yaşadı.
Sahada hiç olmayan biri vardı. Bu sezon şampiyonlukta çok büyük katkısı olan bay beyin; Nwakaeme.. Abdullah Avcı neden o kadar kendisini sahada tuttu anlam veremedim. Bu zeminde Nwakaeme oynayamazdı, öyle de oldu. Lig boyunca bize ilaç olamayan İsmail Köybaşı ile başlayıp, Cornelius’u kenarda bekletmek diğer hatalardı.
Böyle havalarda farklı oynamak gerekir.
Gerekirse taktiği değişmek gerekir.
Birincisi; topu yere indirmeyeceksin.
İkincisi; maçı kendi ceza sahasının uzağında oynayacaksın.
Üçüncüsü; kalecinle çok fazla oynamayacaksın.
Dördüncüsü; orta sahadan defansa zorda kalmadıkça kolay kolay pas atmayacaksın.
Beşincisi; kenarlardan ceza sahasına mümkün olduğunca havadan orta yapıp sonuç aramaya çalışacaksın.
Trabzonspor maalesef bunların hiçbirini yapamadı ve mağlup oldu.
Bireysel hatalar sonucu belirledi.
Moral bozmamak lazım. İkinci nazar boncuğumuzu taktık. En fazla üç nazar boncuğu ile tamamlarız diye düşünüyorum.
Milli arayı iyi değerlendirip güzel bir Beşiktaş galibiyetiyle, had bildirmeye devam edeceğiz.
Hocaya da takıma da inanıyoruz.
Kalın sağlıcakla…