BİR YÜKSELİŞ HİKAYESİ

İnsanoğlu umutları ile yaşar ve hayaller kurar. O hayalleri gerçekleştirebilmek için çok büyük emek sarf eder. Hele ki gayretİ başarı ile sonuçlanırsa, adını tarihin altın sayfalarına bile yazdırabilir. Hepimiz yürüdüğümüz yollarda başarılı adımlarla ilerlemek isteriz. Ayrıca önemli olan bu adımları karakteri temiz, taraftarın gönlünü kazanmış bir birey olarak devam ettirebilmektir.

Bugün anlatacağım şampiyonluk yazısında kaleci mevkisine değinmek istiyorum. Yukarıdaki bütün bu güzel sözler kalecimiz Uğurcan Çakır için. Kalecimiz Uğurcan, genç yaşında Trabzonspor’da bir gün kaleci olma hayalleri kurarken önünde Onur Kıvrak ve Esteban vardı. 3.kaleci konumundayken bir gün Özkan Sümer hocanın “Sen bir gün Trabzonspor’un ve A milli takımının kalecisi” olacaksın sözü ile yola çıkıp hayallerine giden yolda çok büyük emek sarf etti. Çalıştı, çabaladı ve As takımın kalecisi olma yolunda hem kendi kaderini, hem de Trabzonsporumuzun kaderini değiştirdi. Trabzonspor yılardan beri çok önemli kalecilere sahipti. Jean Marie Pfaff, Şenol Güneş ve daha niceleri…

Uğurcan da bu akımın öncüsü olarak yerini aldı. Çıktığı ilk maçta ‘’ İşte bu çocuk, geleceğin kalecisi olacak’’ dedirten efsanevi performansıyla şampiyonluğumuzun temelini attı. Ziraat Türkiye Kupası, Süper Kupa ve bizim için Anadolu devrimini başlatıp hasretle beklediğimiz Süper Lig kupasını kazanıp muhteşem 3’lü kombinasyonu camiamıza hediye etti. Her gencin belirttiğim gibi bir hayali vardır ve bu hayal uğruna fedakarlık yapmak gerekir. Şampiyonluk maçından sonraki basın toplantısında “Avrupa hayalim var“ sözü belki de bizim gelecekteki hedefimizi şekillendirecek. Eğer Uğurcan Çakır Avrupa’ya gidip takımın as kalecisi olursa Avrupa futbolu için büyük kazanç, bizim için ise büyük kayıp olacaktır. Benim isteğim kaptanımızın bizimle beraber yola devam etmesidir. Uğurcan’ın hayallerinin ve sonrasındaki sürecin nasıl şekilleneceğini bekleyip göreceğiz. Haftaya yazıma defans oyuncularından bahsederek kaldığım yerden devam edeceğim.