Sonbahar sabahı... Benim için de... Doğa için de...
Akşamdan, bahçedeki ayva ve 'Trabzon Hurması' (Ebenaceae/Diospyros katkı) ağacının meyvelerini toplamaya karar verdim.
Bereket, yağmur durdu sabahleyin.
Güneş ise, üşümüş sanki...
Belki de küsmüş... Ama neye?
Bulutların arasından ikide bir soluk yüzünü gösteriyor.
Sıra, ellerimle diktiğim 3 metre yüksekliğindeki ayvada önce...
Üç yıllık bir ağaç... Bu yıl sadece dört meyve verdi. Dallarını eğerek toplamaya kalktım.
O kadar şiddetli rüzgârlar esti, düşmediler. Toplamaya geldim, sanki beni selamlar gibi, dalları eğer-eğmez ayvalar, "lop..." diye zemindeki çayırların/gazellerin arasına düştüler.
Babam Rahmetli, "Oğlum, ayvayı, elmayı, Trabzon hurmasını soğukların ısırmaya başladığı zaman toplarsan gerçek tadına varırsın" demişti böyle bir sonbaharda.
Trabzon hurması bu yıl beklediğimden az meyve verdi. Sararmış hurma meyvelerinin saplarını bağ makasıyla bir-bir keserken; dört yıldır kapımdaki ağaçlarda yaz-kış barınan iki kumru kuşundan biri geldi hurma ağacının dalına kondu.
Ağaç diyorsam, öyle görkemli değil, 3-4 metre yüksekliğinde.
Ben alt dallardaki hurmaları topluyorum, baktım kumru da; daha önce yarıya değin yediği hurmayı gagalayıp karnını doyuruyor.
Bıraktım hurma toplamayı, bir süre kumruyu izledim.
Sessiz... Uysal... Kuşkusuz... Huzurlu.
Güvercin olsa, küçük bir hareketimde "pırrr..." diye uçacağını biliyorum.
İçime, hurmaları toplamaktan ötürü bir pişmanlık çöktü. "Kuşların yiyeceğini topluyorsun" diye bir ses duyuyorum içimde sanki.
Toplasam-toplamasam ikilemi içindeyken, bahçemin sarılı olduğu alanın dışından, "Abi, bereketli olsun" sesini duydum. Teşekkür ettim, "Gel sana da vereyim" dedim arkadaşıma ama almadı, işine gitti.
Hurmanın dallarına baktım, kumru yoktu. O da hurmayı bitirmeden uçup gitmişti.
Yüksek dallardaki üç hurmayı almam için iskele gerekli...
"Değmez, kumrum ve diğer kuşlar yesin" diye düşünüp; mutluluğun kapısından tam içeri girecekken belediye hoparlörünün uyarısı kulağımda çınladı:
"- Lütfen dikkat!.. Ölüm ilanı..."
Şoke oldum...
Bir arkadaşımın ölüm haberi...
Sonbahar...
Her yaşamın bir sonbaharı var.
Yine düşün yumağımdan yeni mutluluklar örme derdine düştüm sabah-sabah...