BİR SABIR HİKAYESİ

Sadİ Tekelİoğlu, Hamİ Mandıralı ve Ersun Yanal…

Trabzonspor’un bugün oynadığı futbol ile bu oyun senaryosunu hazırlayan ve senaryoda rol alan herkes, Trabzon futbolunun tarih derinliğinde kayboldu.
Trabzonspor, kuruluşundan beri hem lig sıralamasında hem de oynanan oyun bakımından hiçbir zaman bugünkü kadar dip yapmamıştır. Yönetimlerin, saha başarısızlıklarına rağmen, teknik sorumluya sahip çıkması da bir vaka olarak Trabzonspor futbol tarihindeki yerin almıştır.
Trabzonspor’un mevcut başkanı:
“Sahadaki futbol memnun edici değil” diyerek,  oyuna, oyuncuya  ve oyunu kurgulayana eleştiri getirmesine rağmen diğer taraftan da  eleştirdiklerine  sahip çıkarak oluşturduğu çelişkili davranışın arkasındaki gerekçeler merak konusu olmaktadır.
Öyle ya, başarılı olmak için oyunu düzenleyen, kurgulayan ve oyunda rol alan oyuncuların oyuna ilişkin performanslarını artırarak, oyunun ve takımın başarılı olmasını ve her oyunun rakibine üstünlük sağlayarak sonuçlanmasını sağlamak için takımın başına getirilen teknik sorumlu “senarist-yönetmen”  bunda başarılı değilse neden  yapılanlara, alınan olumsuz sonuçlara rağmen sabır gösterilir ve sabredilmesi istenilir ?


Sadi ve Hami hocaların günahı neydi?


Halbuki  daha önce takımın başında aynı amaçla bulunan Sadi Tekelioğlu ve Hamdi Mandıralı’ya karşı aynı sabır ve sahiplenme duyguları dile getirilmemiş ve taraftarlardan da istenmemişti.
Şimdiki sorumlu ile önceki iki sorumlu arasında benzemezlik  neydi? Tekelioğlu ve Mandıralı.
 Her biri de Trabzon futbol kültürüne hem futbolcu hem de antrenör olarak katkı sağlamış Trabzonlu iki futbol adamı.
Trabzonspor’un mevcut başkanı, başkanlığa seçildiğinde birlikte çalıştığı Tekelioğlu’nun oynattığı  futbol bugün oynanandan daha göze hoş gelen, daha cesur olmasına rağmen aynı sahiplenme duygusunu kendisi için dillendirmemişti.
Yine Sadi Tekelioğlu’ndan sonra göreve gelen Hami Mandıralı içinde aynı savunma ve korumacı beyanatları dile getirmemiştir. Sonuçta, Trabzon futbolunu  yakından tanıyan, Trabzon futbol kültürünün yetiştirdiği ve kendilerinin de bu kültüre katkı sağlamış iki futbol adamını “Sadi Tekelioğlu, Hami Mandıralı” dışarıda bırakmıştır.
Kaldı ki altyapı çalışmaları ile Trabzonspor’a ve Türk futboluna oyuncu yetiştirerek  katkı veren, Sadi Tekelioğlu’nun eski görevinde kalma düşüncesi de olumlu bir yanıt bulmamıştır.

Dost acı ama doğru söyler..

Yanal, neredeyse kulübün genel kurul ile seçilmiş yönetim ve diğer organlarının dışında birçok yapılanmayı da başkanın onayı ile şekillendirmiştir.
Yanal Fenerbahçe’de çalıştığında, aynı talepleri dile getirmemiş- getirememiştir-. Fenerbahçe’de  kaç yardımcısı kendi tercihi ile görevlendirilmişti? Ya da bu soruyu şu şekilde biçimlendirelim. Fenerbahçe yönetimi  kendine yardımcı olacağı yardımcı konusunda belirleyici olarak tavır koymuş mudur? Yanal’ın bugünkü yardımcıları arasında Trabzonlu var mı?
Hem de Trabzon gibi yetiştirdiği futbol antrenörü niteliği belli olan ve Türk futboluna bu alanda potansiyel oluşturan bir futbol kentinin futbol takımında, kendi kentinin antrenörünün yer almaması yönetimin ayıbıdır.
Her şey bu biçimde gelişmekte iken yine de ben ve benim gibi olanların eleştirilerine olumsuz bakılabilinir. Ancak “dost acı söyler” deyişi gibi bunları söylemek ben ve benim gibi olanların sorumluluğudur. Yoksa baz bazı ulusal medya  kalemşorleri ile Trabzonspor’u takip eden bazılarının oluşturmaya çalıştıkları yöntemle;
-İyiye gidecektir. İyi olacaktır, eski günlere dönecektir. Gibi temenniler ile sıralamadaki yeri savunanlarını yazdıklarının,  iyi niyetli bir yorum olarak düşünenlerden değilim.


‘Sabırlı bir adamın öfkesinden sakının!’


Karşı çıkışım bu yaklaşımadır. Doğruyu söylemek, söyleyerek dokuz köyden kovulmak Trabzon için gerekli  ise buna rıza gösteririm. Trabzonlu olmak bunu gerektirir.
Karşı çıkışımızın bir diğer muhatapları da Trabzonlu mevcut yöneticilerin bazılarının söylemleridir.
-Işığı gördük..
-İyi oynamaya başladık..
-Gelecek iyi günler biz bekliyor..
Gibi söylemler  oynanan ve elde edilen sonuçların  gerçeği  olmamakla birlikte, bu söylemler inandırıcılığını her geçen gün kaybetmekte ve Trabzon’un futbol aklına saygısızlık çizgisine yaklaşmaktadır.
Parayı yönetebilirsin bu bir beceridir. Ancak spor kulüpleri-futbol takımları- finansal  kurum değildir.
Futbol müsabakasında gerçek olan sonuçtur. Takımların oyun alanına çıkış nedenleri maçı kazanmak içindir. Kötü oyna maçı kazan. Işığı görme maçı kazan. Hepsinin de özeti oyun kuralları içinde oyundan galip çık. Yanal’ın dediği gibi oyun ile skor ilişkilendirilmeli. Bu ilişkiyi sağlayamazsanız  başarıdan söz edilemez. Yani, bir başka söylem ile başarısızsınız, derken, Fransız yazar François La Rochefoucauld’un sözü aklıma geldi.
Sabırlı bir adam öfkesinden sakının.