Yomra’da yaşanan gelişmeler herkesin malumu.
Yönetim muhalefette, Belediye Meclisi iktidarda olunca ilçede bir türlü orta yol bulunamıyor.
Dolayısı ile bu da bekleyen yatırımlara yansıyor.
Şehrin gözde ilçesi de bu durumdan nasibini alıyor ve Yomralı hizmet noktasında zaman kaybına uğruyor.
Yani olan Yomralı’ya oluyor.
***
İşte yine böyle tartışmalı bir ortamda, daha önce yetkisi iptal edilen akaryakıt istasyonunun satış kararının yeniden Belediye Başkanı’na verilmesi konusu Meclis’te gündeme geldi.
Bu konu gündeme gelince de olan oldu.
Kararın görüşüleceği ilk toplantıya AK Parti Grubu katılmadı, sonrasında da bu yetkiye şartlı onay vermek istendi, bu da kabul görmedi.
Ve bir el ortaya çıktı, Belediye yönetiminden yana oy vererek krizi sonlandırdı.
Grubu ile aynı oyu kullanmadı, seçilmiş olmanın verdiği anayasal hakkını kullandı! Bir oyun ne kadar önemli olduğunu yeniden ispatladı.
Şimdi o oyu kullanan Tülay Adanur tartışılıyor; vay efendim neden gruba karşı çıkmış.
Şunu ifade edelim ki, demokrasilerde herkes bireysel görüşünü savunabilir ve yine herkes Belediye Meclisi’nde bireysel kararı ile oy kullanabilir.
Buna ister vicdan deyin, ister öngörü deyin, ister görev deyin.
Partilerin, Meclislerde grup olarak aldıkları karar sadece tavsiye niteliğindedir ve buna her bireyin kesinlikle uymak gibi bir zorunluluğu yoktur. Bunun aksini iddia edenin de zaten demokrasiye saygısı yoktur.
***
Şunu da ifade edelim ki bu kararların nasıl alındığını da objektif değerlendirmek gerekir.
Belediye muhalif yönetimde olduğunda; alınacak karara şartlı evet talebi getirmek isteyenler, konu iktidarın yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi olduğunda emsal karar alınırken yine aynı hassasiyeti göstermelidir.
Büyükşehir Belediye Meclisi’nde şehrin en gözde arazisinin satış yetkisi için onay verilirken böyle bir şart talebi göremedik.
Bu durum bir tezattır! İşte bu ve bunun gibi tezatlar, Yomra’da yaşananların muhalefeti çalıştırmama girişimi olduğu tezini güçlendirmektedir.
***
Tüm bunların akabinde, süreç her ne kadar tartışmalı da geçse artık tatlıya bağlanıp, konu uzatılmamalıdır.
Bundan sonra olması gereken Yomra’nın tartışmalardan ziyade beklediği yatırımlara kavuşmasıdır.
Yani; hem yönetimdeki muhalefet, hem de Meclis’teki iktidar artık Yomralı için karar vermelidir.
***
Eğer; AK Parti, Yomra’da yeniden iktidarı elde etmek istiyorsa Meclis’i çalıştırmaktan başka çaresi de yoktur. Çünkü kriz devam ederse, Yomra Belediye Başkanı Mustafa Bıyık mağdur edebiyatına sığınır ve yine kazanan taraf olur.
Hepimiz biliyoruz ki; hem ülke, hem de şehir olarak mağduru oynayanları çok severiz.
Bunu halen idrak edemeyenler, AK Parti’nin kuruluşuna ve şehirde elle tutulur iş yapmamasına rağmen göreve devam eden belediye başkanlarına bir göz atsın, ne demek istediğimi iyi anlarlar.