Bir Köy Hizmetleri Vardı Bir De İl Özel İdaresi!


Merhum Başbakanlarımızdan Turgut Özal 1983 yılında YSE Genel Müdürlüğü, Toprak Su Genel Müdürlüğü, Toprak İskan Genel Müdürlüğü ve Orman Ana Tamirhaneler Daire Başkanlığını kapatarak  ‘Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ adı altında daha atak, daha verimli çalışacak yeni bir genel müdürlük kurmuştu..


Genel Müdür Erdoğan Bilgiç, bu kurum illerde valilere bağlı olmasın diye 18 ayrı bölge müdürlüğü de kurdu. Bölge müdürleri  köye yapılacak olan yol, su, köprüyü, memur tayinini, geçici işçi alımını bile genel müdürlüğe sorunca kurum yeniden hantallaşmaya başladı. Yerinde hizmet sunan ilçelerde şeflikler oluşturmaya çalışan bu kurum işçi sendikalarının baskısıyla, personelini  taşımalı sisteme geçirince kurumda verim otomatikman düştü.


Hal böyle olunca siyasi erke de bu kurumu kapatmak kaldı. Kapatılan bu kurum önce il özel idaresine, ardından büyük şehir olan illerde belediyelere kaldı. Tüm elemanlarıyla belediyelere devir edilen kurumda, bu sonu hazırlayan sendikalar da pek yakında dışarıda kalır. AKP’li belediyeler Türk-İş’e bağlı sendikalarla bir masaya oturmaz onların Hak-İş sendikaları var. CHP’nin DİSK’i var. Belki MHP’li belediyeler adında Türk var diye  bunlarla masaya otururlar, yoksa kapanır işsiz kalırlar, olmazsa yüksek maaşla emekli olurlar.


İl Özel İdaresi’nin gayri menkuller İl Genel Meclisi kararıyla yok pahasına satıldı.


Öyle bir gayrimenkul ki bunlar alanlar 5 yılda % 100 kar etti  ki (değil bu şehirde, değil bu ülkede, hiçbir gayrimenkul bu kadar kısa zamanda  % 100 kar etmez). İl Özel İdaresi’nin malı olan arazide kurulan DTM, NOV Otel ve AVM’den bazı kişilerin huzur payı aldığı, DTM nin kesesinden dış gezilere katıldıkları bu nedenle  hesap soramadığı için İl Özel İdaresi’nin hisseleri düşüyor.


Kapatılan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün Yalıncak’ta denize sıfır iki kıymetli arazisi misafirhane ve lojmanlardan biri bir yandaşa, bir diğeri de 49 yıllığına önce Hilton oteller grubuna verildiği,  Trabzon’a otel yapmılması için yatırımcının gelmesi için uğraşan Vali Dr. Recep Kızılcık tarafından açıklanmıştı. Daha sonra ‘Hilton bölgeye yatırım yapmayacak’ dendi ve vazgeçildi. (Ama ne hikmetse aynı Hilton bir müddet sonra Trabzonlu bir iş adamıyla Söğütlü’de bugün  otel yapıyor, hem de satın aldıkları arazide)


Sonra  Yalıncak’daki o alan Araplara ihaleyle verildi.  Vali Dr. Kızılcık Araplarla basının karşısına geçip bir imza attı.  Daha  sonra da Araplar vazgeçince makamında Başaran Grupla Ramada Otel için  bir imza daha attı ve arazide ‘Nihayet burada  bir otel yapılacak’ dedi.


En sonundada Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar önceki gün törenle Ramada Otel’e ilk harcı koydu.


İnşallah  bu kez hayırlısı ile  yapılır. Trabzon önemli bir otel daha kazanır. Ama benim yine endişelerim olduğunu söyleyebilirim!


Demedi demeyin diye!..

Unutmadan karşıda Kızılay deposu var..

Adli Tıp var!..

Bilmem anlatabildim mi?

Tabi ki anlayana!


Gelelim ayrı bir meseleye  Büyükşehir olan illerde İl Genel Meclislerinin fesh edileceğinden bizim il Genel Meclisi de görevini tamamlayacak. Başkanımız bazen belediye başkanı adayı oluyor, bazen milletvekili  adayı yapılıyor. O da bütün yazılanlara, çizilenlere, söylenenlere sessiz kalıyor. O’nu gören bazı İl Genel Meclisi Üyeleri de kanarya sevenler derneğinin yönetimine girse adını bir gazetelere yazdırmaya çalışarak büyük şehir belediye meclisine girmeye uğraşıyor!


Sessiz ve derinden Trabzon’da sağda, solda köşede kulislerde ne fırtınalar kopuyor bilseniz!.


Yazsak roman olur roman!.


Kim bu şehirde hangi taklayı atıyor, kim paraşütle inmeye çalışıyor, kim kime film atıyor, kim kime riyakarlık yapıyor! O dost gibi görünenlerin birbirlerine arkaları döndüğü zaman nasıl birbirlerini yiyip bitirmeye çalışıyor!..


Yazmakla bitmez!..

Trabzon çok şeylere gebe!

Ama tabii ki bunları yazacağız..

Eğilme hiç ama hiç yok!.


Bakın bugün sonnokta gazetesi daha kurulalı kaç ay oldu ki, reklamsız  ve sade bir şekilde girdiği basın dünyasında bugün bu şehirde bayide halk tarafından  aranan gazete  konumunda neden?


Çünkü neyse o yazılır, çizilir!

Bizde fren yok!..

Minnet borcumuz sadece okurumuza karşıdır.

Biz yinede görelim mevlam neyler, neylerse güzel eyler diyelim !