BİR BABA YİĞİT VAR

Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında, HDP ve bakanlık konusunda sözler sarf etmiş tepki almıştı. Bu tepkiler üzerine bir açıklama daha yapan Tekin, “Benim bireysel düşüncemi kilitleyecek bir babayiğit yoktur. Bana tek had bildirecek insan var, Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurumsal genel başkanıdır.” diyerek kenara çekilmiş.
Sayın, Gürsel Tekin; ben, bireysel düşüncenizi kilitleyecek bir babayiğit tanıyorum. Kendisini hiç görmedim ama açtığı yolda yürüyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Şimdi bu babayı Yiğit’i sizinle tanıştırayım:
28 Mayıs 1919,
“... İşitilenlere göre dış düşmanlarımıza karşı din kardeşlerinin el ele vererek sevgili topraklarımızı kurtaracağı Bu tehlikeli anda Diyarbekir'de Kürt Kulübü ile Türkler arasında bazı çeşitli muhalefet varmış. Bunun her iki kardeş ırk için ne elim neticelere sebep vereceğini siz çok iyi takdir edersiniz. İdare usulü, ırkların haklarının korunması gibi arada halledilebilecek aile meselelerinin dış düşmanın milli haklarımızı ve bağımsızlığımızı ayaklar altına almaya başladığı bu günlerde ortaya atılmış en büyük bir hıyanet olacağına, vatanın kurtulması için milli birliğin hedef alınması bakış açısıyla, Kürt kulübüne gerekli öğütlerde bulunmasını memleket selameti adına rica eder, neticenin yazı ile bildirilmesini beklerim.”
13 Şubat 1925,
“ Olay, Türkiye Cumhuriyeti'nde devrimlere tepki olarak başlayan bir harekettir Şeyh Sait ayaklanması, halkın ‘ din elden gidiyor’ kandırmacası ile kışkırtılmasıydı. Gerçekte ise Şeyh Sait'in bağımsız bir devlet kurma gayesini taşıdığı anlaşılmaktadır. Sonradan elde edilen belgeler ile ayaklananların üzerinde bulunan yabancı silah ve askeri malzeme, dışarıdan yardım alındığını, hareketin İngiliz hükümetinin kışkırtması ve malzeme sağlaması sayesinde gerçekleştiğini ortaya koymuştur.”
Şimdi bak Gürsel Tekin;
Atatürk konuştu: “Atatürk işi içkiye vurmuş sarhoşun biri demesine getirdin ya, fazla üstelemeyeyim. Şimdi bak beni dinle Halil Ağa! Seni bu kadar üzüşümün nedeni, şunu anlatmak içindi. Şu gördüğün 6 bey hükümet. Yani biri Başbakan, ötekileri de bakan! Yurda göz kulak olacak, işleri evirip çevirecekler diye bu makama getirilmişler. Bir yasa gerekti mi, bu baylar hemen sıvanırlar, İsviçre’den mi olur, İtalya’dan mı olur, Fransa’dan mı, velhasıl neredense, bir yasa buluştururlar, Türkçe ‘ye çevirtirler, sonra basıp imzayı, gönderirler Büyük Millet Meclisi’ne. Büyük Millet Meclisi dediğimde, şu alt baştan senin yanına kadar olan baylar. Yasa gelir bunlara, bunlar da, ‘Hükümet elbette incelemiş gereğini düşünmüştür, benim ayrıca zorlanmama gerek yok.’ diye kaldırırlar parmaklarını, olur sana bir yasa! Ama sonra bir vergi memuru gelir, Halil Ağa’nın öküzünü çeker satar vergi borcundan. Halil Ağa da tarlasını bir yanda merkep, bir yanda öküz ırgalana ırgalana sürmeye çalışır. Ama üretim düşermiş, ekim zorlaşırmış kimin umurunda? Sonra ben bunları görürüm içim kan ağlar, işitirim tasarlanırım. E hakça söyle bakalım şimdi Halil Ağa, sen benim yerimde olsan efkar dağıtmak için, bunları bu beylerle oturup konuşmak için içmez misin? Ama sonra da Halil Ağa tutar sana sarhoş der.”
İyi dinle büyük Türk’ ü Gürsel Tekin;
“Vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mesut olacaktır. Çünkü kendi selametini, kendi saadetini, memleketin ve milletin selamet ve saadeti için feda edebilen vatan evlatları çoktur.”
Babayiğit ve Cumhuriyet Halk Partisi ebedi Genel Başkanı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk.