Belki de çoğunuzun yaşadığı ama seslendirmeyi düşünmediğiniz çok önemli ve de çirkin bir tezgahı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Düşününki bir yakınınızın ciddi bir sağlık problemi oluştu. Bununla ilgili ülkemizde en otorite olan tıp fakültelerinden birinin ilgili bölümüne müracaat ettiniz. Doktor muayenenizi yaptı. Rahatsızlığınızı tespit etti ancak bu konuda daha otorite olan Ankara’daki bir doktorunda hastanızı muayene etmesinin daha iyi olacağını söyledi. Hiç sorgulamadan ve hatta böyle bir tavsiyede bulunduğu için doktorunuza da teşekkür ederek oradan ayrılıyorsunuz.
Ankara da olduğu söylenen ve hastanızı görmesi istenen doktorun aslında muayene olduğunuz tıp fakültesindeki doktorlardan hiçbir farkı olmadığını da sonradan öğreniyorsunuz!
Size doktorunuz sevk veriyor ve bu sevkin 5 gün geçerli olduğu söyleniyor. Hemen hastaneden ayrılıp telefona sarılıyorsunuz? Gideceğiniz yer Ankara’da bir üniversitenin tıp fakültesi göz hastalıkları bölümü. Telefonunu bulup randevu için arıyorsunuz, telefon çalıyor ancak karşıdan cevap yok. Tekrar tekrar arayıp bekliyorsunuz cevap yok. Saatinize bakıyorsunuz mesai saatinin ortasındasınız. Ümitsizce tekrar deneyip bu kez santrali arayıp ilgili doktorun bağlanmasını istiyorsunuz, santral memuru o doktorun hastane de hasta bakmadığını, özel muayenesini aramanızı söylüyor. Yine de memnun olarak rica-minnet muayenehanenin telefonunu alıp hemen arıyorsunuz ve 20 gün sonraya zor-bela randevu alıyor ve rahatlıyorsunuz. Sizden sonra randevu isteyenlere daha erken bir tarihin verildiğini öğrenip bir anlam veremiyorsunuz. Tekrar muayene sekretaryasını arayarak sürecin nasıl işleyeceğini soruyorsunuz. Size hastanızın muayene olacağını, tahmin etmediğiniz bir muayene ücretinin olduğunu söyledikten sonra eğer ameliyatlık bir durum çıkarsa ve hocanın ameliyat etmesini istiyorsanız, ameliyatın özel bir hastanede yapılacağını ve ameliyat parasının nakit olarak peşin ödeneceğini öğreniyorsunuz.
Şimdi burada durup bir muhasebe yapalım. Belli ki hocamız tıp fakültesinde yarı zamanlı çalışıyor, randevu vermediği için muayene yapmıyor, yani fakülteyi bir ayak olarak kullanıyor. Bu tıp fakültesi güvenilirliği yüksek olduğundan buranın hocası olduğu imajı ile tezgahını dışarıda kuruyor ve böylece bir bilim insanına yakışmayacak kurnazlıkla haksız olarak aylık milyonlar kazanıyor!
Şimdi sormak gerekli ki; Anadolu’dan gariban insanlar bu yanlışın nasıl farkında olabilsinler ki? Onların bütün becerisi; elde-avuçta ne varsa seferber edip bu tedaviyi tavsiye edildiği gibi yaptırabilmektir,
Buradan birçok dostumuzun da olduğu Tıpçıların bütününü suçlamıyorum ancak bu çirkinliği kazanç kapısı olarak görenlerin kazançlarının haram olduğunu söylüyorum. Özel hastanede ameliyatın maliyetini bu doktorumuz bilmiyor mu acaba? Hem muayene parası ve hem de özel hastanede ameliyat parası alıp evine çoluk çocuğuna nimet taşıyorsun, bu zehir değil mi? İnsan çoluk- çocuğuna zehir yedirir mi?
Sevk edildikleri Tıp Fakültelerinin imkanları ile çok uygun ekonomik şartlarda tedavi olabilecek onlarca insanımızın bu yanlış uygulamaya tabi tutulduğunu düşünün? Bu korkunç bir haksız kazanç değil midir?
Tıp fakültesinde yarı zamanlı çalış, muayene yapma, gelen hastalar sana referanslı gelsin, parana para kat! Senin Allah’tan korkmadığın belli ama hiç olmazsa kuldan utan ey doktor kardeşim! Sözümüz değişik branşlarda aynı hatayı yapan bütün doktorlaradır!
Yetkililerin bu durumları ve tezgahları bilmemeleri mümkün değildir! Hiç olmazsa bu tür insanların kurumlarla ilişkileri kesilerek, kurumun adını kullanmaları ve bu yoldan haksız kazanç elde etmeleri önlenmelidir. Bir bilim adamına yakışmayan bu yanlışı yapanları bir vicdan muhasebesine davet etmek ise bizim görevimiz olsun.