Nasılsınız? İyisinizdir inşallah. Ben biraz kötüyüm. Kaza geçirdim, ayağımı kaybettim ve maalesef tekerlekli sandalyeye mahkûm kaldım. Allah kimsenin başına vermesin. Sapasağlamken kimsenin ne olacağı belli olmuyor işte. Hastanede gördüğüm tedavinin ardından eve getirildim. Aradan biraz zaman geçti dışarıya çıkayım dedim. Akülü aracıma bindim, tam apartmandan çıkacağım ama merdivenlerden araçla inemedim, rampa yok. Komşumu aradım da yardıma geldi. Her defasında yardım isteyemem, bundan sonra ne yapacağımı bilmiyorum. Hiç dışarı çıkmam istenmiyor herhalde. Aksi takdirde binalara ruhsat verilirken engelli rampası mecburi hale getirilirdi. Komşum geldi, yardımcı oldu, apartmandan çıktım. Dolmuş beklerken vazgeçtim, otobüse bindim. Çünkü duran dolmuşlarda engelli rampası yoktu. İlk günden pişman oldum dışarı çıktığıma. Neyse çok şükür Meydan’a gittiğimde görme engelli komşumuzu gördüm. Beraber ilerledik bu engelli yollarda. İyi ki karşılaşmıştık çünkü sadece ben değil o da çaresiz kalmış dışarıda. Görme engelli vatandaşların yürümesini ve yönlerini bulmalarını kolaylaştıran sarı şeritli yollar kaldırılmış. Neden kaldırılır ki bu yollar! Yenisi yapılacaksa da bir alternatif sunulmalı. Sadece bu da değil eve dönmek için otobüse bindiğimizde komşumuz ben olmasam ineceğimiz yere geldiğimizi nerden bilecekti bilmiyorum. Yine birinin yardımıyla; ineceği yeri birine söyleyerek inebilecekti. Otobüslerde görme sinyalizasyonları neden yok? Pahalı diye mi? Yapılıp hatalı diye yıkılan projelere harcanan paralar kadar değerimiz yok herhalde. Bizler normal hayatımızı idame ettirebilmemiz için bir başkasına ihtiyaç duymak zorunda bırakılıyoruz. Neyse otobüsten indim tam evime kavuşacağım derken arabamın aküsü bitti. Ne yapacağımı şaşırdım. ‘Eve gitmeyi başarırsam bir daha çıkmayacağım’ demek geldi içimden. Engelli aracı şarj istasyonu en yakın Meydan Parkı’nda var. İşin garip yanı Vakfıkebir, Çarşıbaşı, Beşikdüzü, Tonya, Şalpazarı ve Düzköy’e de en yakın nokta Meydan Parkı’ndaki şarj istasyonu. Bu engellilik durumu koronavirüs değil ki yeni çıkmadı, geçici de değil. Hep var olan ve var olacak bir meselede nasıl bu kadar eksik olunur! Koronavirüs demişken evde kalmak zorunda olduğumuz karantina dönemlerinde nasıldı evde kalmak? Sıkıldınız değil mi. Neyse ki sizinki bizimki gibi kalıcı değil. Şartlar da kalıcı olması konusunda ısrarcı.
Yardım edin! Ama yolda izde değil, engellilerin hayatını kolaylaştıracak kanunların çıkarılmasında, uygulanmasında yardımcı olun. Kimimizin dili yok konuşamıyor, kimse ses olmuyor ses de vermiyor. Kimimizin gözü görmüyor, kimse de bizi görmüyor. Kimimiz yürüyemiyor, ama ruhumuz koşmak istiyor. Biliyoruz olmaz ama emekleyemiyoruz da. Bul yolculukta kaldırımlara park edilen araçlardan bahsetmedim bile. Siz değil misiniz trafikte 2 dakika fazla bekleyince sinirlenen veya hasta yakınınız için çağırdığınız ambulans park eden araçlar yüzünden evinize gelemeyince çıldırmak üzere olan. Bizler size engel değilken sizler neden bize engel oluyorsunuz.
Problemler sadece bunlarla sınırlı değil ki… Meydanda engelliler için yapılmış lavabolarda bile engel var. Kadın ve erkek tuvaletlerinde engelliler için de tuvaletler var. Peki yanında erkek refakatçı olan engelli bir kadın, erkeği nasıl kadınlar tuvaletine sokar? Bu tuvaletler kullanıma daha uygun hale getirilmeli. Bankalar, noterler görme engellilerin en çok sorun yaşadığı yerlerden birisi. Vekâlet verme, 2 şahit getirme gibi şartlar daha uygun hale getirilmeli. Bütün kamu kurumları engellilerin kullanımına uygun hale getirilmeli ve asansörlerde ses sinyalizasyonu olmalı. Bir binanın yapılmasına ruhsat verilirken engelli rampası mecburi hale getirilmeli. Genel olarak kaldırımlarda, yollarda engelli rampaları eksik. Yürüme engelli bireylerin akülü araçlarının dışarıdayken şarjının bitmesi durumunda uygun yerlere şarj edebilecekleri noktalar yapılmalı ve bunlar kapalı alanda olmalı. Çünkü kış mevsiminin dondurucu soğuklarında saatlerce dışarda aracın şarj edilmesini beklemek kolay değil. Ayrıca Engelli Federasyonu kurulmalı. Trabzon Barosu’nda engelli birimi olmalı. Adliyelerde işitme engelli bireyler için tercüman bulunamıyor. Genel olarak işaret dili bilen kişi sayısı çok az. İşaret dili dersi okullarda seçmeli değil, zorunlu ders olarak verilmeli. Ve tüm bu taleplerin hiçbiri ertelenmemeli. Trabzon’da yaklaşık 18 bin engelli var. Kimse ağzınızla kuş tutun demiyor sayın yetkililer. Gerekirse halk bir iki ton hamsi yemez, bir iki de hatalı proje yapılmaz da bu istekler yerine getirilir.
Yazımın başında kötüyüm demiştim ya, yazımı benim gibi her an bir engel yaşayacakmış gibi benimseyenlerin sayısı arttıkça mutlu olacağım. Kaza geçirmedim, iyiyim ama sizin gibi ben de bir engelli adayıyım. Adayı olduğum probleme de ses olmak görevim…