İnsanlar öyle farklı kimlikler sergiliyorlar ki, şaşmamak ne mümkün... Bu da onların dünyayı algılama, dünyaya bakış açılarından kaynaklanıyor kuşkusuz. Her olayın içindeki, “insan unsuru”nu ayrı ayrı değerlendirmeye aldığımızda insanların birbirlerinden farklılıkları daha rahat gözlenebiliyor.

Çok basit örneklerle yola çıkalım: Adam var, cinayet işliyor, ne için yaptığı sorusuna; "Namusumu temizledim" diyor. Aynı tür olayda bir başkası ise; "Ne yaptığımı bilmiyorum." masumiyet sığınağına kaçıyor.

İnsan bu... Her olayın nedeni ya; mazeretini de uydurmayı biliyor.

***

Hollanda'nın Lahey kenti yargı alanında ünlü bir kent... Buradaki üst düzey mahkemede uluslararası davalar görülüyor, gerçek su yüzüne çıkarılıp adalet dağıtılıyor.

Lahey'de önceki gün önemli bir karar verildi. Savaş suçundan 20 yıl hapse mahkum edilen eski Hırvat general Slobodan Praljak, karar açıklanınca cebinden çıkardığı şişedeki zehri yargıcın gözü önünde içti.

Aklınca bir protesto eylemi yapıyor!

Praljak, dağılan Yugoslavya iç savaşı sırasında masum Boşnak halkına yönelik katliam yapmakla suçlanıp, mahkûm edilmişti.

O da, bu kararın -kendisi açısından- adil olmadığı, bunun onuruna dokunduğu düşüncesiyle olacak zehir içerek yaşamına son verdi.

Boşnak halka yönelik insanlığa karşı suç işlemek, savaş yasalarını ve Cenevre sözleşmelerini ihlal etmek suçlarından sadece eski Hırvat general Slobodan  Praljak  değil, Jadranko Prlic ile Bruno Stojic ve diğer üç  sanığı 20 ila 25 yıla mahkum olmuşlardı.

Şimdi burada eski Hırvat general Praljak zehir içerek onurunu kurtarmış mı oluyor?

Bu tutumu/davranışı Praljak'ın "yoğurt gönlü..."

Yugoslavya iç savaşında "Srebrenitsa Katliamı" ya da "Srebrenitsa Soykırımı" yaşandı. Sırp Cumhuriyeti Ordusu'nun Srebrenitsa'ya karşı giriştiği "Krivaya '95 Harekâtı" esnasında Temmuz 1995'te yaşanan ve en az 8 bin 372 masum Boşnak'ın katillerinden Praljak, pişmanlık duyarak, utanarak böyle bir intihar yolunu seçse bile katil yaftası boynuna asılı olarak "Gerçek Adalet Divanı"nın önüne çıktı.

***

Bunca sözden sonra gelelim asıl demek istediğime: Ortadoğu'yu kan gölüne çevirenler, masum insanları öldürenler, evlerinden/yurtlarından edenler Lahey Adalet Divanı önüne çıkmayı düşünmüyorlar. Çünkü güç onlarda bu dünyada...

Peki, yarın hiç mi Yüce Rabb'a hesap vermeyecekler?