GENEL

Başkan Kaya’dan üniversite öğrencisi gençlere önemli tavsiyeler…

Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, ‘Bir Şey Yapmalı’ konulu girişimcilik panelinde yaptığı konuşmada gençlere, “Eğitimini aldığınız alanda, ilk olarak işin mutfağında çalışmaya başlayın. O alanda başarılı olmuş insanların hayat hikâyelerini okuyun” tavsiyesinde bulundu.

Başkan Kaya, “Mutlaka bir hayat planınız, bir gelecek planınız olmalı ve bu uğurda mutlaka çok çalışmalısınız, çalışınca oluyor” diyen Başkan Kaya, yurt dışına gitmek isteyen gençlere, “Aman ha arkadaşlar, cennet gibi bir ülkemiz var. Yurt dışına gitmeyi değil, bu ülkede kalıp bu ülkenin kalkınmasına katkı vermeyi önceleyin” dedi.
“Benim temel düsturum şudur; bu ülkenin bir evladı olarak bu ülke beni okuttu yetiştirdi, mühendis yaptı, milletvekili yaptı, belediye başkanı yaptı” diyen Başkan Kaya, “Ben yaşadığım sürece ülkeme, devletime, milletime minnet duyacağım ve borcumu ödeme gayreti içinde olacağım. Ben meseleye böyle bakıyorum” şeklinde konuştu.
Ortahisar Belediyesi’nin organizasyonuyla, Trabzon’daki üniversitelerin işbirliği ve Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) ile KTÜ Kadın Girişimcilik Kulübü’nün katkılarıyla “Bir şey yapmalı!” adlı girişimcilik ve yatırımcılık paneli, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlendi. KTÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Ali Temiz, akademisyenler ve öğrencilerin katıldığı ve gazeteci Tuncay Lakot’un yönettiği panelde, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, TTSO Başkanı Erkut Çelebi ve iş insanı Nevzat Aydın, girişimcilik konularında fikirlerini dile getirdi, panelin sonunda dinleyicilerin sorularını cevaplandırdı.

BAŞKAN KAYA: “HAYATTA HİÇBİR ŞEY İNSAN MUTLULUĞU KADAR KIYMETLİ DEĞİL. HUZURLU VE MUTLU YAŞAMAYA DİKKAT EDİN”
Başkan Kaya, “Hem iş hayatı olan bir makine mühendisi ve hem de şu anda Belediye Başkanlığı yapan başarılı bir siyasetçi olarak kariyer planlaması yapan gençlere neler öneriyorsunuz?” sorusunu şöyle yanıtladı: 
“Hayat mücadeleden ibaret, her birimiz hayatın her alanında mücadele ediyoruz. Özelikle öğrenci arkadaşlara sunu söyleyeyim mutlaka. Bu sıralardan geçmiş bir arkadaşınız olarak sizlere söylüyorum. Yaşam, insana sunulmuş en güzel bir armağandır. Bu günlerin kıymetini bilmek lazım. Geriye dönüp bakınca dönük bakınca üniversite yıllarıma dair bunu hissediyorum. Hep bir sıkıntı, stres, koşuşturma içinde öğrencilik günlerimiz geçti ama bugünden geriye baktığımızda, aslında çok güzel günlermiş. Bunun kıymetini lütfen bilin ve mutlu olmaya çalışın. Hayatta hiçbir şey insan mutluluğu kadar kıymetli değil. Huzurlu, mutlu yaşamaya dikkat edin.”

“MEMLEKETİNİZE VE MİLLETİNİZE FAYDALI İNSANSAN OLMA GAYRETİNDE OLUN”  
“Bunun yanında mutlaka memleketine ve milletine faydalı insanlar olabilmek gayretinde içinde olun. Bunun yolu ne, çalışmak arkadaşlar. İşte örneği burada, yanımızda, Trabzon’umuzun gururu Nevzat bey bir örnek iş yaptı, bütün dünyada bir marka yarattı. Her birimizin böyle bir potansiyeli, enerjisi, düşüncesi var, bunu ortaya çıkarabilmenin koşulları, birçok parametresi var. Kararlı olmak lazım, özellikle genç arkadaşlarının çok cesaretli olması lazım. Gençlik, cesarettir. Gençlerin her şeyi konuşabiliyor olması lazım. Aklı özgür gençler, üreten gençler demektir. Aklın özgürlüğünü kısıtlayan bütün olumsuzlukları yok etmeniz lazım, her şeyi cesaretle, kararlılıkla tartışabilmelisiniz ve geleceğinize dair verdiğiniz bir kararın arkasında da kararlılıkla yürümelisiniz. Bu güne kadarki tecrübelerim bana bunu öğretti.”

“MUTLAKA BİR HAYAT VE GELECEK PLANINIZ OLMALI VE BUNU GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN ÇOK ÇALIŞMALISINIZ”
“Mutlaka bir hayat planınız, bir gelecek planınız olmalı ve bu uğurda çok çalışmalısınız. Çalışınca oluyor. Ben makine mühendisliği bölümünü bitirdim, makine mühendisi olmayı, farklı makineler üretmeyi, ülkeme katkı sunmayı düşünüyordum. Sonrasında siyasete ilgi duyduğumu fark ettiğimde o alana biraz daha fazla zaman ayırmam gerektiğini düşündüm. Sonrasında mensubu olduğum siyasi partimle temasa geçtik ve kararlılıkla bir mücadele vererek önce milletvekili, sonra belediye başkanı oldum. Yolculuğumuzu sürdürüyoruz, temel düsturum şu; bu ülkenin bir evladı olarak bu ülke beni okuttu yetiştirdi, mühendis yaptı, milletvekili yaptı, belediye başkanı yaptı. Ben yaşadığım sürece ülkeme, devletime, milletime minnet duyacağım ve borcumu ödeme gayreti içinde olacağım. Ben meseleye böyle bakıyorum. Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, “Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır” anlayışıyla bulunduğum, ait olduğum her yerde görevimi yapmaya gayret ediyorum. Sizlerin de öncelemesi gereken ana fikrin bu olduğu kanaatindeyim, nerede, hangi görevi yapıyorsak, onu en iyi yapma gayreti içinde olmalıyız. Çünkü gerçekten vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır.”

KAYA: “ORTAHİSAR BELEDİYESİ OLARAK ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYACAĞIZ”

Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, “Üretime öncelik veren bir belediye başkanı olarak, üretmek isteyen insanlarımıza ne gibi destekler sağlıyorsunuz, hayata geçirmeye çalıştığınız projeler var mı?” sorusuna, kırsalda üretim seferberliği örneği üzerinden şu cevabı verdi:
“Trabzon’a göreve geldiğimiz günden itibaren üretimi önceledik. Biz üretmek zorunda olan bir toplumuz. Ürettiğiniz kadar güçlüsünüz, tükettiğiniz kadar da güçsüzsünüz. Günümüz dünyasında tüketim alışkanlıkları körükleniyor. Reklamlardan tanıtımlara kadar bunlarla karşılaşıyorsunuz. Biz üretmek zorundayız. Pandemi süreci yaşadık. Birçok maddeye ulaşma konusundaki güçlükleri hep birlikte yaşadık. Ben ortaokulda öğrenci iken köylerimizde tarımsal ve hayvansal üretim yapardık. Sonra büyükşehir olduk. Baktık ki, Büyükşehir Yasasıyla köylerde üretim yok olmuş. Şimdi köylerde üretimi canlandırmak için köy sohbetleri yapıyoruz. Veteriner hekim, ziraat mühendisi ve gıda mühendisi arkadaşlar kendi konularında vatandaşlarımızı bilinçlendiriyor. Fındığı nasıl ilaçlayacaklarını, toprak analizini, bahçesinde yaptıkları meyveleri nasıl değerlendirecekleri, marmelat ve sirke yapımına kadar her şeyi anlatıyorlar. Ya da hayvan hastalıkları konusunda bilgilendiriyorlar. Şimdi Gezen Tavuk Yumurtası Projemiz de var. Çitini ve diğer masraflarını karşılayıp üretmek isteyenlere destek olmak istiyoruz. Bunun dışında köy pazarları açıyoruz. Bir tane Kireçhane’de vardı. Bu pazarın açılmasıyla birlikte civar köylerde üretimin arttığını, ailelerin üretime döndüğünü gördük. Şimdi Akoluk’ta da açtık. Köy Kahvaltı Ürünleri Pazarı da bu alanda var. Açtıktan sonra özellikle çevre köylerdeki kadınlar üretmeye başladı. Çünkü insanlar artık ürettikleri ürünleri bu pazarlarda satabiliyorlar. İnsanlar üretmek istiyorlar ama onlara yol göstermek, yardımcı olmak lazım. Bunun dışında bir kooperatif kuruyoruz. Vatandaşların satamadıkları ürünleri alacağız, zincir marketlere pazarlayacağız, ya da satışını biz yapacağız. Biz Ortahisar Belediyesi olarak iş elbiseleri için 8 milyon TL ödüyoruz. Bunu belediye bünyesinde üretebilir miyiz diye çalışma yaptık. Makinelerimiz gelecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden bu konuda destek alıyoruz. Ben Sayın Ekrem İmamoğlu’na bu konudaki desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Temizlik İşleri, Park ve Bahçeler ve diğer birim müdürlüklerimizdeki çalışanlarımızın kullandığı ürünleri kendimiz üreteceğiz. Kuracağımız tekstil atölyesinde de birçok kadına istihdam imkânı sağlayacağız. Akıl ortaklığını değerli buluyoruz. Biz bu konuda da çalışma yapıyoruz. Trabzon’un bugün çok özel potansiyeli var. Nevzat Bey gibi değerli markalar yaratan, İsviçre’de saat parçaları üreten, Katar Emiri ile iş yapan hemşehrilerimiz var, bunları çağıracağız. ‘Ne yaptınız, nasıl yaptınız, nasıl başarılı oldunuz’ diye soracağız. Bir hafta boyunca bu konuları anlatacaklar.  Ve böylece Trabzon’a bu tecrübeleri aktarmaya çalışacağız. Trabzon’a maalesef en çok göç veren illerimizden biri. Bu gençleri göç ettirmemek lazım. Ortahisar Belediyesi olarak elimizi bu konuda taşın altına koymaya çalışacağız.” 

KAYA: “YURT DIŞINA GİTMEYİ DEĞİL, BU ÜLKEDE KALIP ÜLKENİN KALKINMASINA KATKI VERMEYİ ÖNCELEYİN”
“Devletin girişimcilere yeterli desteği sağladığını düşünüyor musunuz? Girişimcilerin önünün açılması için neler yapılmalı? Bu anlamda belediyeler ne gibi bir rol üstlenebilir?” sorusuna Başkan Kaya, üniversiteyi bitirdiği yıllardaki Türkiye’nin durumu ile bugünkü Türkiye’yi kıyaslayarak cevap verdi. 
“Bizim dönemimizde mezun olan 47 arkadaşımın tamamı sıkıntısız iş bulabilmişti” diyen Başkan Kaya, şöyle konuştu:
“1994 senesinde Karadeniz Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden 47 arkadaşımla birlikte mezun olmuştum ve bu arkadaşlarımın 47’si de sorunsuz sıkıntısız iş bulabilmişti. Şimdi bazılarının adına eski Türkiye deyip eleştirmeye çalıştığı o eski Türkiye, bizleri okuttu ve her birimize iş verebildi. Bu anlamda üzülerek söylemeliyim ki bu nesil, şu anki genç kardeşlerimiz bizim kadar şanslı değiller. Ama sakın umutsuz olmasınlar. Bu umutsuzluk nedeniyle genç kardeşlerimize mikrofon uzatıldığı zaman ‘Yurt dışına gitmek istiyorum’ diyorlar. Aman ha arkadaşlar cennet gibi bir ülkemiz var. Yurt dışına gitmeyi değil bu ülkede kalıp bu ülkenin kalkınmasına katkı vermeyi önceleyin. Temel düşünceniz de hedefiniz de bu olsun lütfen. Bu ülkenin olanakları sınırsız, bu ülkenin imkânları hepimize yetecek kadar fazla, yeter ki doğru yönetilsin ve kaynaklar verimli kullanılsın. Onun için sakın umudunuzu kaybetmeyin. Bu ülke umutsuzluklar içinde yarattığı umutlarla bütün dünyaya örnek olmuş bir ülkedir. Öylesine gurur duyulacak bir geçmişimiz var.”


 
“BİZ KAYBETMEYECEĞİZ, BUNUN YOLU DA ÇALIŞMAKTAN, ÜLKEMİZE SAHİP ÇIKMAKTAN GEÇİYOR”
Başkan Kaya konuşmasının devamında, “Aranızda Grigoriy Petrov’un ‘Beyaz Zambaklar Ülkesinde’ adlı kitabını okuyan var mı?” diye soran Başkan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “O kitabı okumayan arkadaşlarımın bir an evvel okumasını tavsiye ediyorum. Finlandiya’nın ayağa kalkış hikâyesini anlatır. Ki olanaklar bakımından kıyasladığımız zaman Finlandiya ile Türkiye kıyas bile kabul etmez. Bizim oraya göre cennet gibi bir ülkemiz var. Verimli topraklarımız, ovalarımız, suyumuz, güneşimiz, orada ise kıraç topraklar bataklıklar ve soğuk bir iklim var. Ama bu unsurlar onları geriye çekmemiş bir kalkınma hamlesi başlatmışlar ve bugün modern dünyanın en gelişmiş ülkelerinden birisi olma hikâyesini yazabilmiş. Bu neyle olmuş; insan gücüyle, inançla ve mücadeleyle olmuş. O nedenle lütfen bu ülkeden umudunuzu kaybetmeyin. Özellikle yetişmiş gençlerin, eğitim hayatlarını tamamlaması, meslek edinmeleri kolay bir süreç değil. Genlerimizi yetiştiriyoruz, hazır hale getiriyoruz sonra dünyanın diğer ülkelerine transfer ediyoruz. Bu böyle gitmemeli, devletin burada teşvik edici, destekleyici ve yol gösterici olması lazım. Belki şu an o anlamda çok fazla destek yok ama bu hep böyle devam etmez, etmemeli ve etmeyecek de ben inanıyorum. Bu ülke küllerinden doğmuş, işgal altındaki topraklarını kıt kanaat imkânlarla yeniden bir cennet vatana çevirmiş insanların ülkesidir. Bu nedenle bu ülkeden gitmeyi asla düşünmeyin. Burada büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözünü hatırlatmadan geçemeyeceğim; ''Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar.'' Biz kaybetmeyeceğiz, bunun yolu da çalışmaktan ülkemize sahip çıkmaktan geçiyor” şeklinde konuştu.

KAYA: “MESELEYE LİYAKAT TEMELLİ, HAK TEMELLİ BAKILIRSA BU TÜR SORUNLAR YAŞANMAZ”

Türk futbolunun durumu ve sorunlarıyla ilgili aynı soruya Başkan Kaya, olayın temelinde meseleye liyakat temelli bakılmaması olduğunun altını çizerek şu cevabı verdi:
“Mesele liyakat temelli, hak temelli bakılırsa bu tür sorunlar yaşanmaz. Türkiye’de futbol o kadar savruldu ki, futbolun dışından gelen insanlar karar verme süreçlerinde o kadar önde yer aldı ki… Bu aslında sadece futbola özgü değil, her alanda bu böyle. Nereyi tutsanız elinizde kalıyor. Böyle bir anlayış hâkim maalesef. Kurumun kendi bünyesinden geleneğinden gelen insanlar değil de bir partizanlık anlayışıyla, “bana yakın kimse o orada olsun” anlayışıyla yapılan atamalar, görevlendirmeler, üzülerek söylüyorum, bu tür sonuçların kaçınılmaz olmasına neden oluyor. Gönül istiyor ki işin mutfağından gelen, işi bilen insanlar, ki buradan gençlere de bir tavsiyem olsun, başarılı olmuş iş insanlarının yaşam insanlarının hikayelerini anlatan kitaplar vardır. Bunlar işin mutfağından başlamışlar, “ben ne yapmak istiyorum, şu alanda başlamak istiyorum” diyorsanız, o alanda başarılı bir rol modelin hayat hikâyesine bakın, işin mutfağından başlamış. Öz cümle yapmak istediğiniz işin başarılı modelleri, isimleri var, onların hayat hikâyelerini, yolculuklarını dikkatle analiz ettiğiniz zaman aslında başlamanız gereken noktanın orası olduğunu rahatlıkla bulabiliyorsunuz.”