İlk koşul, kuşkusuz hayat için her şeyden önce geleni iradeli olmaktır. Vurdumduymazlık, öyle günü birlik yaşamak, türlü türlü şekilleri adına tembellik dediğimiz sefalet şeytani ve başarı düşmanına yıldığın silah iradedir.
İyilik yolunca iradeni kullanabiliyorsan, korkma, atiyi (geleceği) karanlık olmayacak. Arkadaşın kötüsü senin semtine uğramayacak, daha önemlisi kötü örnekler, zehirli dillerini çıkarıp seninle alay edemezler.
Bilindiği gibi, insan zekâsı ve bilgisiyle değil, ancak iradesiyle insandır. Zekâ ve bilgi az çok hayvanlarda da vardır. Özellikle, ahlaki anlamda irade canlı organizmalar zincirinin son halkasını oluşturan insana özel bir güç ve özelliktir.
İrade yalnız insanı hayvandan değil insanlarında birbirinden ayıran ve aralarında üstünlük ve aşağılık farkları meydana getiren tek ruhsal kuvvettir. Şöyle etrafına bir bak, müşahede ettiğin üstün insanlar bunu iradelerinin kuvvetine borçludurlar.
Tarihe baktığınızda şerefli yer almış ve ün kazanmış şahsiyetlerin tümü bunu irade silahı ile elde etmişlerdir. Bu bir kuraldır ve istisnası yoktur. Basit zekalı, az bilgili hatta bilgisiz insanlardan başarılı olanları çok görürsünüz. Fakat, zayıf iradeli insanlardan başarılı olmuş ve yükselmiş tek bir örnek yoktur. Çünkü; başarılı olmak ve yükselmek sırf gayretin üstünüdür. Gayret ise, iradenin ifadesidir.
Daha iyi düşünürsek, iradeli olmak, sadece maddi ve sosyal anlamda bir başarının değil, mutlu olmanın bile temel koşuludur. İnsanlar mutluluğun kendi içlerinde olduğunu unutarak, onu barlarda, kahvehanelerde ve eğlencelerde ararlar. Bu çok büyük hatadır.
Mutluluk; öyle define gibi bir tesadüf kazması darbesiyle bulunuveren bir nimet değildir. O ne şanstır ne mirastır ne piyangodur ne mevkidir nede servettir. Mutluluk, gayretle irademizin kuvvetiyle ele geçirebileceğimiz bir kaledir.