MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli adeta bir manifesto anlamına gelecek açıklamalar yaptı son grup toplantısında.
İsterseniz bugün o konuşmanın nirengisini oluşturan cümleleri yorumlayalım.
Ne diyor Bahçeli:
“Hainlerin kökü kazınmadan, Türk düşmanları nefretlerinde boğulmadan aziz milletimiz huzur bulamayacaktır. FETÖ'yle mücadelede Türk devleti doğru bir çizgidedir. FETÖ tümden yok edilmeli, kaynağı kurutulmalıdır. FETÖ'yle mücadelede hatırlı isimlerin korunmasına hiç gerek yoktur. Yoksa milli vicdanlarda dipsiz kuyular açılacaktır. Bunların gözünün yaşınana bakmamak şarttır.”
Kim bu cümlelere itiraz edebilir? Peki hatırlı kişilerin korunduğu noktasındaki tespiti doğru değil mi? Hem de doğrunun doğrusu...
Alt kademedeki FETÖ mensuplarına reva görülenlerin üst kademelerdekilerden esirgenmesine adeta isyan eden Bahçeli, "Haine merhamet mazluma ihanettir" diyerek tavizsiz yürünmesini salık veriyor.
Bence en önemli tespiti şu cümlelerde saklı...
“Hükümete diyorum ki, çaycıyı çorbacıyı bırakın, yılana odaklanın. Zahire değil, zehre odaklanın. FETÖ çuvalına önüne gelen atılırsa, ihanet alttan alta beslenir, ilk fırsatta harekete geçmek üzere bilenir. Vatan kavrulmuş ama kavurmacılar aklanıyorsa, baklavacılar adaletten kaçırılıyorsa ortada kesinlikle çözülmesi gereken bir sorun var demektir. 'Himmet' dediler, terör örgütüne para topladılar. 'Hidayet' dediler FETÖ'ye kan verdiler. Haram kursağından maklube geçti ama gizli gizli haçlı taburuna yazıldıklarını saklayamadılar. Bunlar imanlı görünüp imansızlığın kitabını yazan FETÖ'nün batıl uşaklarıdır. FETÖ'nün içinde kim varsa, yakasından tutmak, yediğini içtiğini burnundan getirmek Türk devletinin tarihi görevidir. Caniye hoşgörü masumiyete karşı işlenmiş cinayettir. Gereği yapılmalıdır. Türkiye düşmanlarına acınırsa çok geçmez acınacak hale aziz Türk milleti düşer.”
Bu tespitlerin muhalifi olabilir mi?
Varsa bunlara muhalif işte onlar tam da FETÖ'nün kendisidir.
Bahçeli müthiş bir gönderme de ABD'li bakana yapmış; şu dersi vermiştir:
“ABD'li bakan ya şiddetin ne anlama geldiğini unutmuş ya da Türk kime denir, onun farkına varamamıştır. Türk, şiddet değil, tarihe şan bırakmış bir şuurdur. Asırların kovuğundan pırıl pırıl parlayan şeref nişanesidir. Bizim geçmişimizde vahşi batı değil, merhamet vardır. Posta arabasının önüne geçenler, at hırsızları, kızılderililerin kanına giren acımasızlık değil, soylu millet ruhu vardır. İnsanlık vicdanı buna şahittir.”
Türk milletinin böyle aksakallı siyasetçilere dünden daha fazla ihtiyacı vardır.