uzunca bir sürenin sonunda dallar;
denizin köpüklü dalgaları gibi gerinmeye başladı
fındıklıkların altındaki çingene menevşeleri
her renginde çırpınmada
ağaçların tepelerinde yeni yuva kurma telaşına başladı bile kargalar
kentin kuzeydoğusunun eteklerini ağır sis tabakası örtmüş
aynı sis tabakası neredeyse yıllardır tüm ülkeyi kapsadı
her yıl olduğu gibi meyve ağaçları da çiçeğe durmuş
çoğu nasibini alacak bu yoğun sis tabakasından
dayanıklı olanlar meyveye dururken dayanıksız olanlarsa toprağa karılacak
topraksa mayalı hamur misali usulca kabarmakta
mümkünse sessizce toprağın bağrına basmalı kırlarda
ilk cemre düşeli bi'kaç gün olmuş
dağlarda sin sin eriyen kar;
pedaliza olup şakaklarımıza yapıştı
uzağı seçemeyen gözlerimiz yakına da artık dalgın bakmakta
biraz daha durgun atıp tutmakta bıçkın yüreklerimiz
gün geçtikçe de artıyor içimizdeki ölüm korkusu
kurulu saat gibi sadece kendisine oynamakta biçilen rolünü ketum dudaklarımız
sorgusuzca eksilince dost kapılarından ayak izleri;
bir tuş daha yere düşmekte ömür pianomuzdan
tık nefes kalmışız bayırların diplerinde
doğanın türküsüne ayak uyduramaz olduk
sevgili;
-ıhlamurların açmasını bekliyorum
..
sürmene