AYRANINIZ KARA!...

Toplumsal travmalara türlü anlamlar yükleyerek, özünden kopartıp uçuk simgelerle anlamsızlaştırmakta üstümüze yoktur…

Belli zamanlarda! Tören kıtası gibi görevlendirilenlerin dışında; karayolunun kontrol ve denetiminde, yeterli sayıda ve donanımlı personel bulundurmayıp, ardından “Trafik canavarı” diyor ve yağdan kıl çeker gibi tüm sorumluluklarımızdan sıyrılıp çıkıyoruz.

Sanırsınız kötü kalpli bir canavar ortalarda dolanıp bu katliamlar yapıyor!.. her şeyin sorumlusu o, hamdolsun başka hiç kimsenin suçu yok. Bu Trafik canavarı ne menem şeydir bilinmez ama, bilinen bir şey vardır ki bu yaratık kara yollarında değil, iflah olmaz yüneticiler eliyle karayollarından beslenir!..

Evet, istatistiklerde görülmese de, trafik canavarını besleyen olumsuzlukların başında, Denetim eksikliğinin yanı sıra Karayolunun yapısı ve bir türlü düzeltilmeyen Kara noktalar gelir.

İstatistiklerde göremezsiniz; zira veriler bir kamu kurumundan diğerine aktarılırken, devletin bekası dikkate alınarak!.. titizlikle mesleki dayanışma  anlayışıyla kayıtlara işlenir!

Üstlenici konsorsiyumlar, karayolunun Yapım, Bakım, Onarım, Kontrol ve Denetiminden sorumlu kurumlar dahil, hiç kimse “Ayranım Kara”  demeyeceğine göre, kazalarda en büyük pay tabii ki sürücülerindir!

Kim ne derse desin, kim kimi nasıl sakınacaksa sakınsın, ortada bir gerçek var ki; karayollarının güvenliği adına durum perişan. Trabzon-Ordu-Giresun ya da, Trabzon- Rize- Artvin gibi her siyasi dönem açılışlarına tanıklık ettiğimiz Karadeniz Sahil Yolunun ; Şehir içi geçişleri, Kavşak düzenlemeleri, tünel ve ışıklandırmaları, yola eğimli su akarları dahil çoğu trafik donanımı halen eksiktir ve tehlike saçmaktadır…

Adam gibi zemin etüdü yapılmayıp, standartlara uygun malzemenin kullanılmadığı? Göz boyamaya yönelik denetimden uzak güzergahlar; her yağıştan, dondan, buzdan ve ağır tonajlı taşıtların  rasgele kullanımının ardından  doğal olarak yarılıp patlıyor… un ufak olup, oluşan kasisleriyle tehdit oluşturuyor.

Kırmızı mumlu davetiye çıkartılan kazalarda ise suçlu baştan belli, her zaman ve her koşulda olduğu üzre vurun abalaıya !

Hatalı sollama yapım aşırı hızla kazaya sebebiyet veren sürücü  tabii ki suçludur, buna itiraz eden yok.

Pek, silinmiş, belki de hiç çizilmemiş şeritleri yeniden çizmeyen… Trafik levhalarını dikmeyen, yola eğimli akarları es geçen görevli kurumun hiç mi suçu yok?

Yerleşim bölgesi dışı gözden ırak yerlerde İşaret Levhaları çalınıyormuş da on dan mış efendim!.. Peki yol çizgileri ve yol eğimli akarlar da mı çalınıp evlere getiriliyor ?

Kıvırtmanın bu kadarına da pes yani…

Karmaşık süreçleri salt doğa değil, onun önemli bir parçası olan, doğanın özünü kanında ve beyninde taşıyan insan da oluşturabiliyor. Ama kaynağı doğanın kaotik sisteminde yatsa da, günlük yaşamda özellikle olumsuz sonuçlanan  karşılaşmaların sıklığını, insanoğlunun kurguladığı sistemlerin nitelikleri! İle açıklamalıyız.

Bu bakış açısıyla irdelediğimizde; Türkiye’miz de her kesin oluösuz tesadüflerle karşılaşma riskinin yüksek olduğu görülecektir…

Umarım bu bilinçle yaşamak, olumsuz karşılaşmalardan olduğunca kaçınmada yararlı olur.

Kazasız günler dileklerimle… Güzel hafta sonları.