AVRUPA OYUNLARI
Boks branşında 9 erkek, 4 bayan boksör olmak üzere 13 sporcu ile iştirak ettik. Boksörlerimiz maalesef birincilik kürsüsüne çıkamadan, 2 bronz madalya alarak turnuvaya veda ettiler.
Bir kaç yıl öce Türk boksunun başına Rusya'dan bir teknik direktör transfer edilirken, kendisinden çok şey bekleniyordu. Bu sayın Rus teknik direktöre her ay 15 bin Türk lirası artı ev kirası ve çeşitli masraflar olmak üzere, ülkemize aylık 20 bin Türk lirasına mal olmaktadır.
Rus teknik direktör, A-Boks milli takımının başına geldi geleli, değil Avrupa, dünya ve olimpiyatlarda derece yapmak, böyle özel turnuvalarda dahi katıldığı müsabakalarda hiç bir varlık gösteremeden turnuvalara veda etmişlerdir.
Ülkeler ve ülkemiz, turnuva dahil resmi maçlar olan Avrupa, dünya ve olimpiyatlara katılmalarının esprisi kendi ülkelerinin reklamını yapmaktır. Yoksa turistik geziye gitmek değildir.
Bir ülkenin sporcuları uluslararası maçlara katıldıklarında eğer birincilik kürsüsüne çıkıp, istiklal marşları dünya devletlerine dinletip, bayraklarını göndere çektirmedikten sonra, ülke olarak ne kadar sayıda sporcu ile katılırsanız katılın, hiç bir ülkenin dikkati çekmeniz mümkün değildir. Dolayısıyla ülkenin reklamını yapmış olamazsınız.
Sayın Rus teknik direktör, en kısa zamanda ülkesine gönderilmesi, öyle boşuna kendisine her ay 20 bin Türk lirası vermek bence vatana ihanettir. Göstermelikten başka bir şey değildir. Merak ediyorum bu tip kişiler transfer edilirken hangi kriterler göz önüne alınmaktadır.
Yetkililerin yaptıkları bir başka büyük hatada, Türk sporcularını yetiştirmek varken, adeta onların önlerini kesmek için bu kez de yabancı sporcu transfer etmektedirler. Yabancı sporcular, Türk gibi milli duyguları asla hissedemez, o her aya alacağı ücreti bilir. Bu tip palyatif tedbirler, Türk boksunun kaynağını kurutmaktadır.
Milletin gözünü boyamak için, enteresandır transfer edilen yabancı sporculara Türk isim ve soyadı verilmektedir. Kamuoyundan bunların yabancı olduğu gizlenmektedir, o da ayrı bir ihanettir.
Defalarca köşe yazılarında yazdım ve yetkililere şifahen de ifade ettim. Türk antrenörler yetersiz ise bunları eğitim durumlarına göre periyodik aralıklarla kurslara tabi tutup, onları yetiştirip, dünya devletleri ile yarışır duruma getirilemez mi? Nedir bu kompleks? Teknik direktör ve sporcu transfer etmek.
Bendeniz yıllarca Türk milli takımının başında bulundum. Defalarca Türk bayrağını göndere çektirip, İstiklal Marşımızı dünya devletlerine dinletirken yabancı teknik direktör değildim. Kendi öz kaynaklarımıza değer verelim.
Bu vesile ile Ramazan Bayramının Türk-İslam alemine, okuyucularıma ve Trabzon halkına hayırlar getirmesini, Allah(c.c)'tan niyaz ederim.