Atmaca Güzellik Yarışması Ardeşen’de yapıldı. Rize’nin Pazar, Çayeli ilçelerinden onlarca atmaca sahibi atmacalarıyla birlikte bu yarışmada yer alırken Artvin’in Hopa, Kemalpaşa ve Arhavi ilçelerinden de yoğun bir katılım oldu. Ev sahibi Ardeşen de zaten doğal katılımcıydı.
Yıllarını atmaca yakalamaya vakfetmiş altı duayen jüri olarak seçilmişti. Zamanında Ukrayna’dan Soçi’ye kadar birçok devlet ve şehirde ticari faaliyetlerde bulunan Tayfun Barsbay da jüriler arasındaydı.
Yarışmaya katılanlar atmacalarını süslemiş, tımarlamış, tırnaklarını eğelemiş, gagasını parlatmış, zilini, çakşırını tamam edip podyumda boy göstermeye başlamıştı.
Atmacaların çok derinden bakan gözleri, insanı delip geçecek bir ok gibi sanki fırlayacak hissi yaratıyordu.
Atmacanın güzelliği önemli lakin onu podyumda dolaştırırken sergilenen asaletli yürüyüş de dikkate alınan kriterlerdendi.
Tayfun Barsbay’dan başka diğer jüri üyeleri Alirıza Kocer, Turan Eskiçırak, İbrahim Kutanis, Ayhan Çakıroğlu, Ahmet Aydınlıoğlu, İrfan Egüney’di.
Yarışma üç dalda gerçekleşti: Sarı, Beyaz ve Kara.
Atmacaların tüylerinin parlaklığı, atmacanın büyüklüğü, atmacanın tırnakları, gagası, gözleri değerlendirmede dikkate alındı.
Artvin’in Kemalpaşa ilçesi bu güzellik yarışmasında adeta bir tarih yazdı. Sarı atmaca dalında Temelcan Yazıcı birinci oldu. Kemalpaşa’nın ayrıca Beyaz atmaca dalında Sinan Sonbay’la ikincilik aldığını da belirtmem gerekir. Dediğim gibi Kemalpaşa'dan kökten atmacacı denilen Yaşar Ersoy, İsmail Kurtuluş, Cüneyt Lokumcu, Osman Şalambar, Namık Çakır ve Yılmaz Çelik de boy gösteren isimlerdi.
Yarışma büyük bir centilmenlik içinde gerçekleşti. Hakikaten bölge insanının birlik bütünlük içinde bir hobiyi böylesine güzel bir aktiviteyle nihayetlendirmesi her türlü övgüyü hak ediyor.
“Yaradılmışı severim yaradandan ötürü” diyen Yunus Emre’nin felsefesi atmacasverler için çok önemlidir. Atmacalar tutulur, sevilir, çok özel özelliklere sahip değilse tekrar doğaya bırakılır. Güzelliği büyüleyici olanlar ise en güzel gıdalarla beslenir ve saklanır. Atmacaları Allah’ın yaratma hikmetinin bir armağanı bilen yöre insanı, insana gösterdiği hassasiyeti bu canlılara da daha ihtimamla gösterir.
Bıldırcın avında da değerlendirilmeleri söz konusudur. Ağustos, Eylül aylarında maddi kazanç, şu bu bir yana atılır. Dağlar mekan tutulur. Atmaca gözlem mekanlarında doğayla baş başa bir yaşamla insan hem kendini dinlendirir, hem de şehrin stresinden uzak bir yaşamın tadı çıkarılır.