ATATÜRK'ÜN VİZYONU!


O'nun her günü, hatta günün her saati düşünülmüş ve planlanmıştır.
Hiçbir işini tesadüflere bırakmamıştır.
Beni aynı görevde 18 yıl tutmasının nedeni, Dışişleri Bakanlığı’nın önemi, belirli ilkelerin değişmemesi gerektiğini vurgulamak içindir.
Dile kolay değişen hükümetler yanında değişmeyen Dışişleri bakanı...
İnsanlık ideallerinin mümtaz siması, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Dünya liderlerinin önderi M.Kemal Atatürk'ün, 16. ay ve 17. yıldız vizyonları çok çok önemlidir.
Daha 17 Şubat 1920'de 17 kişiyle çekilmiş fotoğraflarına iyice bakmak lazım.
Bu fotoğraf Misak-ı Milli ve Türk’ün yeni vizyonunun ilk ilanıdır.
Türk tarihinde kurulacak 17. büyük devletin varlığı...
Büyük insan, 105 dosya halinde ve 400 sayfadan oluşan - kendi el yazısıyla yazdığı- vasiyetnamesini bugüne dek hiç bir iktidar açıklama cesaretini gösterememiştir.
Bu gerçek halkımızdan devamlı gizlenmiştir.
Bunun yanında 19 rakamının uğuru, 19’un katları olan 1938 ve 57 yaşında ölmsesi, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak özgürlük mücadelesine başlamış olması, 19. Tümen Komutanlığı yapmış olması, Erzurum'a 19 arkadaşıyla giderek Erzurum kongresini toplamaları acaba tarihin birer lütfü mudur?
16-17 ve 19 sayılarının sırrı bugüne dek neden gizlenmiştir.
Büyük taarruzda - tüm hazırlıklar tamamlanmış olmasına karşın 26 Ağustos niçin beklenmiştir.
Acaba 26 Ağustos 1071'de Türklere kapılarını ardına kadar açan Anadolu'ya 26 Ağustos 1922'de "Benimsin, ya benimsin ya da başkalarının değilsin mührünü vurmak için mi bu tarih seçilmiş?..
Büyük insan, 15 yıllık yönetimde yurt dışı gezisi yapmayan yüce önderim, affet bizi büyük Atam seni tanıyamadık.
Seni tanımak için yollar ardına kadar açılmak yerine bilinmez güçlerce o yollar hep kapatıldı.
Büyük Türk milletinin damarlarında dolaşan o asil kan bütün cevvaliyetiyle  aksın diye istenmiyor herhalde. 
Çoğu sırlarına eremedik.
Sizi bize öğretmediler.
Okullarda Atatürk’ü bütün maharetleriyle anlatmak, onu öğrencilerin rol model olarak algılamasını sağlamak bazı sığ düşüncelerin engeline çarparak öğrenilmemesine bazıları özel gayret sarf ediyor anlaşılan.
Önceden beri yapılagelen yanlışlar bugün de nihayetlenmiş değil.
Günümüz eğitim öğretiminde de bir ezberci anlayış, araştırmadan yoksun bir bakışaçısı halen etkisini ve hükmünü sürdürüyor.
Kısaca..
Biz de, bizden sonrakiler de öğretemedik.
Şu andaki bocalamamızın esas nedeni bu...
Senin yüksek ideallerini milletimizin asil kanında akıtmak emeli hep akim kaldı, hep bir özlem olarak duraksatıldı.
Bu yetersiz tavrımızla sesleniyoruz: Affet bizi büyük insan, affet bizi...