Merhaba bir önceki yazımızda “Aşırı Baskıcı Ailesi Tutumu”ndan bahsetmiştik. Bu yazımızda ise “Aşırı Umursamaz (Hoşgörülü) Aile Yapısı”nın kimlerde görüldüğünü, vaka örneğini ve çözüm önerilerini inceleyeceğiz. Keyifli okumalar...

AŞIRI HOŞGÖRÜLÜ (UMURSAMAZ) AİLE TUTUMU NEDİR?

Serbest ve ilgisiz tutumlu aile olarak da adlandırdığımız aile yapısıdır. Bu aile yapısı genel anlamda çocuğa kural tanıma ve sorumluluk bilinci vermeyen aile olarak nitelendirilir.

AŞIRI HOŞGÖRÜLÜ (UMURSAMAZ) AİLE TUTUMUNUN ÖZELLİKLERİ

1. Çocuk merkezli bu ailelerde, çocuğun yaptığı her şey hoşgörülür ve çocuk aşırı özgür bırakılır.

2. Çocuğa neyi yapıp neyi yapmaması gerektiği anlatılmaz.

3. Hiçbir zaman kesin ve net kurallar verilmez ve kurallar hep ihlal edilir.

4. Çocuk kendine zarar verecek davranışlarda bile etkili denetimden uzaktır, uyarılmaz.

5. Çocuğun davranışları karşısında aile ilgisiz ve vurdumduymaz davranışlar sergiler.

6. Bu tarz ailelerde çocuğun varlığı ve yokluğu belli değildir. Bu aile yapısındaki ebeveynler hoşgörü ve boş vermişliği birbirine karıştırır.

7. Çocuk, anne ve babayı rahatsız etmediği sürece çocuk ile ilgili sorun yoktur. Ne zaman ki işin ucu aileye dokunur, işte o zaman çocuk gündeme alınır ve durum değerlendirmesi yapılır.

8. Bu tip ailelerde çocuğun her istediği olduğu için çocuk istemsizce yalnızlığa, bireyselliğe itilir.

9. Bu tip aileler çocuğa sınırsız özgürlük tanır ve genel anlamda çocuğun kimlerle arkadaş ve nerede ne yapıyor olduğu pek umursanmaz.

10. Aile ve çocuk arasında iletişim kopukluğu vardır ve mecburi olmadıkça herkesin kendi hâlinde olup yan yana gelmediği aile yapısıdır.

11. Akran zorbalığına meyillidir.

VAKA ÖRNEĞİ

Aşırı umursamaz aile yapısına mensup çocuklar, toplumda genel anlamıyla şımarık, her istediği olması yönüyle doyumsuz, empati yoksunu, insanların düşüncelerini umursamayan, hatta akran zorbalığına en meyilli grup olarak ortaya çıkar. Çünkü bu çocukların aile yapıları onlara en temel duygu olan “saygı”yı vermez. Saygı olmayan ailelerde, kural ve disiplin olmadığı için bu çocuklar rahat olduğu kadar umursamaz hâlleri ile aslında aile yapıları ile doğru orantılıdır.
İstanbul’da kolejde çalışan bir büyüğümüz bir gün bize bu konu ile ilgili tam da bu konumuza denk düşen bir olaydan bahsetti. 2022 senesinde yaşanan bu vaka, gelişimsel tarama yaptığımız özel bir kolejde geçiyor. Okul müdür yardımcılarından birisi yanımıza gelip “Siz, bu çocukların sadece bugün içerisinde olan hâllerini görüyorsunuz ama biz zaman zaman ciddi zorluklar yaşıyoruz,” diye söze başladı. Oldukça meraklanan bizler konuyu dinlemeye başladık.

Kurumda ekonomik olarak üst düzey statü sahibi olan bir veliden bahsetti. Bu aile çocuğuna o kadar sınırsız özgürlük tanımış ki çocukta “Ne öğretmenler ne arkadaşları saygılı olmayı hak etmiyor, o nasıl isterse karşısındaki kişiler onun uygun bulduğu davranışa layık olma” şeklinde patolojik davranış kalıpları ortaya çıkıyormuş.

Arkadaşlarını bütçesine göre seçen, onların düşüncelerini hiç umursamayan bu çocuk; okuldaki diğer velileri de tedirgine edip korkutuyormuş. Onlara “Benim babamın ‘x’ arabası var, sizinki ucuz, siz fakirsiniz, benim babam öyle mi?” diyormuş. Arkadaşlarına ise “Sizin aileniz zengin mi?” diye başlayan, kendi ailesinin zenginliğini öven ifadeler kuruyormuş.

Başka aileler birkaç defa çocuğu şikâyet edince çocukla konuşulmuş. Çocuk sevgisiz büyüyen, sınırsız özgür, her istediği alınan ve bununla birlikte ailesinin yok gibi gördüğü bir çocukmuş. Ötelenen, örselenen bu çocuğumuz; ailesinin kendisine olan vurdumduymaz tavrından ötürü maddi duyguyu hayatının merkezine alıp yıllarca bununla avunmuş.

Okul yönetimi çocuğu gözlemlemiş. Onunla ve ailesiyle iletişim kurup bu kötü hâlden en acil şekilde çıkılması için çok uğraşmış ve güzel sonuçlar almışlar.

ÇÖZÜM
Aşırı hoşgörülü aileler (umursamaz aileler), diğer bahsettiğimiz aileler gibi çocukların “çocuk olduğunu hissedemediği” aile yapılarındandır. Aslında her aile kendi yapısını bilir ve çocuğuna belli etmeden bununla yüzleşmiştir. Sorun şu ki bu yüzleşme bir şeyleri değiştirme ve sonuç odaklı olmadıkça çocuklar kaybediliyor. Özellikle maddi gücü iyi olan ailelerin çocuğa ilgi değil; her istediğini alma, yapma, verme şeklindeki tutumu çocuk için yapılabilecek en kötü davranışlar olarak ortaya çıkıyor.

Sevgi denen yaşama iksiri; insanları maddi güce göre sanki karpuz seçer gibi seçmeye, zengin ve fakir gibi yaftalamalarda bulunmaya asla müsait değildir. Çocuğa çocuk olduğunu hissettirmek, arkadaşları ile ilişkilerini desteklemek, onunla bire bir ilgilenmek ve hayatını takip edip düştüğü, zorlandığı yerlerde yanında olmak gibi aileyi aile yapan gerçekleri benimsemek, çocukla çocuk olmak; bir çocuğa verilebilecek en güzel hediyedir.

Çocuklarınızla aranıza “sevgi”yi koyarsanız onların da başkaları ile arasına sevgi koymasına ve hayata bu gözle bakmasına vesile olursunuz. Çünkü hayatın değişmez kuralı “armut her zaman olmasa da çoğu zaman dibine düşer!”

Bir sonraki yazımız olan “Demokratik Aile Tutumu”nda buluşmak dileğiyle… Sağlıklı günler dilerim...