Okullar tatil oldu. Öğrenciler,  bugünlerde tatile kavuşmanın sevincini yaşıyorlar. Her çocuk kendi hobi alanında tatil günlerini değerlendirecek... Kimi koşup-oynayıp, denize girecek... Kimi tatil kitapları okuyup bilgilenirken dinlenecek.

Kimileri de anne/babalarının tatil programına uyacak.

Bana kalırsa en güzeli/yararlısı yaylaya çıkmak, o oksijeni bol ortamda, soğuk sular içip, çam, ladin ağaçlarının altında uzanıp dinlenmek...

Tabii ki her yaylanın kendine özgü tadımlık/nefis yemeklerini tüketmek de var bu işte.

Örneğin, Karadenizlinin nefis tereyağlı kuymağı...

Artık yaylalarda da kurulan taş fırınlarda her tür peynirli, sucuklu, kıymalı, yumurtalı vb. pide çeşitlerinden tatmak...

Bir de o temiz havada yaz yemeği menemen tatmak da canı istiyor insanın.

Yaz güneşinin bronzlaştırıcılığını da kaçırmamak gerekir bu arada...

Bunların hepsi güzel düşünceler de...

Çoçukları kendi başlarına yeni hobiler edinip anlamsız zaman yitirmelerini önleyici fikirler üretmek her anne/babanın görevidir bugün...

Tamam... Denize girsin, yüzmeyi öğrensin, ama kontrol altında olsun.

Gezsin, tozsun ama ekip arkadaşlarının liderliğinde, - ya da anne/babanın- güveninde olsun.

Sizi bilemiyorum,  ama çocuklarımız  teknolojik alandaki yenilikleri biz yaşlılardan daha yakından izledikleri ve bu tür aygıtları daha rahat kullandıklarını gözlemliyorum.

Her tür telefon ellerinde... Tabletler de...

Bilgisayarın içinde ralli yapıyorlar adeta...

Güzel bir ilgi,  ama yararları kadar zararlarından korunmaları gerektiğini anne/babalar çok ciddi şekilde kontrol etmeleri gerekiyor.

***

Bu noktada, sevgili anne/babalara bir önerim var: Okullar tatil olunca çocuklarımıza yararlı yeni yeni hobi alanları yaratmaya ne dersiniz. Hem,  tüm yaşam boyu onların boş zamanlarında bedensel ve zihinsel dinlenmelerini, ufuklarının açılmasını sağlayacak bir hobi.

Fotoğraf çekmekten söz ediyorum.

Aslında her okulda fotoğraf kulüpleri kurulması zorunlu olmalı. Böyle bir uygulamayla  çocukların kötü alışkanlıklara/alanlara kapılmasının önü bu yoldan da kesilmeli/kapatılmalı...

Yaz tatilinden söz ediyorduk. İşte, tam da bu günlerde anne/babalar aralarında anlaşıp; birliktelikle çocuklarına hep aynı marka -ama pahalı değil- fotoğraf makinesi armağan etmesini  öneriyorum. Toplu fotoğraf makinesi alımının daha ucuza olacağını da anımsatmak isterim.

Okulda başarılı olsun, olmasın her çocuğa fotoğraf makineleri, düzenlenen mini bir toplantıda verilmeli.

Çocuklar  böyle bir durumda elbette mutlu olacaklar.

Bu kadar mı?

Bitmedi, çocukların oluşturduğu gruba bir ad verilip, grup oluşturulmalı,  neler yapılacağı, nerelere gidileceği önceden belirlenmeli.

Kısacası, bir çalışma programı düzenlenir, o program uygulanır. Kentte, kasabada, köyde nerede olursa topluca foto çekimler yapılır. Foto safariler düzenlenir.

Her çocuk birer fotoğraf arşivi oluşturur.

Bu kaynak gelecekte nasıl bir hazine oluşturacağını düşününüz.

***

Bizi çocukluğumuz yokluklar içinde geçti. Zamanın pahalılığı da ayrı bir "destur" dün bizim kuşak için. Fotoğraf makinesini hayal bile edemiyorduk. Kaldı ki, film makaraları ateş pahası idi.

Şimdi böyle bir durum yok.

Çocuklarımıza yaşamın yeni alanlarında hobiler yaratarak onları yarınlara hazırlama görevimiz olduğunu unutamayız.