Derin Tarih denen programdaki yalaklığı (sığ) görünce haysiyet soyundu, şahsiyet cıbıldak kaldı. Programın iki müdavimi Mustafa Armağan ve Yavuz Bahadıroğlu akademik bir unvana sahip değilken tarih programı yapmaya kalkışan iki zübük!
Böyle ehliyetsiz insanların altına sandalye, önüne masa, ağzına mikrofon verenler utansın! Bildiğimiz kadarıyla bu televizyon milli manevi değerlere meftun Albayraklar’a ait. Nuri Albayrak ağabeyi hususiyetle severim. Bu, zahirde mümin, özde zındık kişilere kapıyı göstereceklerdir.
O konuk ettikleri Yeşilbaş'ın FETÖ'nün illiyetli havlayıcısı olduğunu az araştırma yapan herkes görebilir. Diğerleri de yıllarını FETÖ neşriyatları hazırlayarak geçirmiş mendeburlar. Bu şahısların etnik kökenlerine baktığımızda yüz ağartan bir soy bağı görünmüyor. Atatürk'ün pirüpak Mevlevi annesinin değil de asıl bunların özkibrit suları çok bulanık.
“Atatürk'ün annesine söz söylenemeyeceğini” sözlerine kıymet verdiğim tarihçi Profesör Mehmet Çelik, Turgay Güler'le yaptığı programda ziyadesiyle söyledi. "Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü" diye de sordu. Bu mendeburların gündemi değiştirme gayretlerinin altında 'hangi kripto emir' yatıyor imasında bulundu.
Bu zelil duruma devletin her kademesinden kınama geldi. Başbakan'dan Dr. Devlet Bahçeli'ye uzanan bir dizi devlet erkânı ferahlatıcı yorumlar yaptı.
“Yüzünde ilim olmayanın dilinde ilim bulunmaz” diyen merhum Ahmet Kabaklı hocaya gel de hak verme.
Alparslan Türkeş'in “Adam konuşurken küçülmüşse susunca affedilmez” sözüne gel de atıfta bulunma.
Necmettin Erbakan'ın “Bir insanın cibilliyetinde kaçak varsa onun imanı dikiş tutmaz” deyişindeki sırra gel de meftun olma.
Bir daha Mustafa Armağan gibi Yavuz Bahadıroğlu gibi suratlarında meymenet bulunmayan kişileri ekranlarda görmek istemiyor vatanına meftun milyonlar. Onların ilmi kadar unutmuşluğu bulunan Ekrem Akgün gibi büyüklerimizi değerlendirmeyen düzen utansın.
“Ayıpları örtmede gece gibi ol” diyen bir anlayışın efradıyız. Bunlar örtmek bir yana günah icat eden satanistlerin biraderleri. Ekrandan bakmaları adam olduklarına delil olmaz. Ahrette başlarına balyoz vurulduğunda üzülmeyeceğim ender tipler bunlar. Allah taksiratlarını arttırsın!
Bu yazıyı ben yazmadım. Mürekkep klavyeye düştü, tuşlar kendi kendine yürüdü, ekran yazıyla doldu, yazı uzaydan yürüdü, gazetenin sayfasına aktı, bu iffetsizlere çaktı.
Vallahi ben suçsuzum!