Trabzonspor Akhisar’ı yenmiş, 3 puanı almış Avrupa yolunda yürüyüşüne devam etmiş. İnanın umurumda bile değil. Umurumda olan ne mi? Yusuf Yazıcı’ya yapılan çirkeflik, iki yüzlülük, riyakârlık. Kendini bilmez birkaç kişinin sözüm ona kendilerini Trabzonspor’un sahibi gören taraftarın genç oyuncuya gösterdiği anlamsız ve bir o kadar da mide bulandırıcı tepki.
Ne güzel dünya. Daha düne kadar ele avuca, yere göğe sığdırılamayan alt yapıdan çıkan bu değere karşı yapılan saldırıyı kınıyorum. Arkadaş, kıskançlık krizine girer Yusuf’un tipini sevmeye bilirsin, iyi oynamadığı için de eleştirebilirsin. Bu hakkı kendinde bulabilirsin, ama yuhalamakta neyin nesi. Bu hakkı kendinizde bulamazsınız.
Yeri geliyor bizde eleştirilerimizi futbol anlamında dile getiriyoruz ama kırmadan dökmeden bu işi yapıyoruz. Hakaret edercesine yazıp çizmiyoruz. Şehrin yaşam damarı olan Trabzonspor’un o şerefli formasını giyen her oyuncu bizim gözümüzde değerlidir. Hele de Yusuf Yazıcı çok farklı yerdedir.
Yıllar sonra böyle bir cevher alt yapıdan çıkmış şartsız koşulsuz yanında olacağımız yerde taşlamak kadar ahmakça bir şey olabilir mi? Kör olmayın beyler öze dönüş politikasıyla efsane yıllarda olduğu gibi geleceği başarılı bir şekilde yazmanın hesabını yaptığımız dönemde birkaç kendini bilmez Yusuf’u kendince yerin dibine sokmaya, küstürmeye bu şehirden kaçırmaya çalışıyor. Yemezler. Kaybeden Yusuf olmaz siz olursunuz. Aslında yerin dibine giren bu zihniyette olan kendilerini bilmezlerdir. Bir oyuncu her maçta yüzde yüz performans sergileyecek diye bir şey yok. Uzaylı olup olmadıkları tartışılan..! Messi ve Ronaldo her maçta performans olarak yüzde yüzünü ortaya koyamadığı bir arenada ne kadar kolay adam harcar duruma geldik. Yusuf ve Abdülkadir Ömür gibi oyuncuların opsiyonları her zamankinden daha fazla olmalı. Kendi öz evlatlarına üvey muamelesi yapanlara diyeceğim tek şey var ki oda..
ALLAH ÇARPAR ADAMI..!