İçişleri Bakanı Süleyman Soylu iki gün önce Ankara’da Narkotik Suçlarla Mücadele Değerlendirme Toplantısında uyuşturucu operasyonlarıyla ilgili çok önemli rakamları ortaya koydu.
Toplamda 31 bin 374 gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonunda piyasa değeri 586 milyon olan 63 ton esrar, 3 ton eroin, 150 kilogram kokain ve 15 milyon adet sentetik uyuşturucu tablet ele geçirildiğini belirten Bakan Soylu, bu operasyonlarda 14 bin 965 şüphelinin de yakalanarak adli mercilere sevk edildiğini ifade etti.
Sayın Soylu’nun 2016 yılında uyuşturucu ile mücadele kapsamında kurum ve kuruluşlarında harcanan rakamlar ise adeta dudak uçuklattı.
2016 yılında uyuşturucu ile mücadelede toplamda 721 milyon 885 bin 443 lira para harcanmış.
İlk önce şunu ifade etmek isterim ki Bakan Soylu’ya, jandarma ve polis ekiplerimize uyuşturucu ile mücadelesini sürdüren tüm kamu kurum kuruluşlarına bu kararlı mücadeleden ötürü teşekkürlerimi iletmek isterim.
Bu zehir tacirliği yapan şahsiyetsizleri, vatan hainlerini çökertip gençlerimizin zehir bataklığına düşmesine engel oldukları için teşekkür ediyorum.
Dileğimiz şu ki terörle eşdeğer olan bu zehir tacirlerinin kökü tamamen kurur da körpecik gençlerimizin hayatı kararmaz. Anne babaların yürekleri yanmaz.
Uyuşturucu ile mücadelede sadece 2016 yılında harcanan parayla neler yapılmaz ki.
721 milyon liranın üzerinde bir para.
Bu paralar, bu zehir çetelerini çökertmek için kullanılmasaydı; belki okullar, hastaneler, yollar, köprüler, oteller, fabrikalar vs. yapılacaktı.
Zaten yapılıyor ama belki daha fazlası yapılacaktı. Yatırım almakta zorlanan illere belki bu paralar harcanacaktı. Mesela Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki illerimize veya daha diğer bölgelerimizin illerine bu paralarla mega projeler yapılabilirdi.
Ülkemizin gençlerini zehirleyerek onların bataklığa sürüklenmesini isteyen düşmanlarımızla işbirliği içerisinde olan tutuklanan ülkemizdeki hainleri devletimizin en ağır şekilde cezalandıracağından hiçbir şüphemiz yok.
Bir başka konuya daha dikkat çekmek isterim.
Bizim şehrimizde de ne yazık ki uyuşturucuya müptela olan gençlerimizin sayısı da az değil.
Bizlere bu konularda şikayette geliyor. Köprü altlarında, şehrin en ücra köşelerinde, kendilerini zehirleyen gençlerimizin sayıları yadsınamayacak kadar çok.
Şehrimizdeki bazı liseli öğrencilerimizin durumları, davranışları hiç de hoş değil.
Onların anormal davranışlarına zaman zaman şahit oluyoruz. Okuldan çıktıktan sonra kuytu mahalle köşelerinde arkadaşlarıyla birlikte yaptıkları tütün partileri bazen basına da yansıyor.Bu gençlerimizin sigaradan başka malum maddeleri kullanmadıklarını kim bilebilir ki.
Bu yüzden başta okuldaki yöneticilerimiz, bu gençlerimizin anne babaları ve yakınlarına büyük görevler düşüyor.
Onları başıboş bırakmamak gerek. Onları sürekli takip etmeli, kimlerle arkadaşlık yaptıklarına dikkat edilmeli.
İstemeye istemeye de olsa, kandırılarak da olsa, uyuşturucuya müptelaya olan gençlerimize, vatandaşlarımıza da bir çağrım var.
Hem kendi sağlığınız için, hem aileniz için, hem de devletimiz için lütfen bu bataklıktan kurtulmak için mücadeleden asla vazgeçmeyin.
Eğer sizler ülkemizin çok daha gelişmesini istiyorsanız, eğer sizler de ülkemizin düşmanlarının, içimizdeki vatan hainlerinin değirmenine su taşımak istemiyorsanız, kendi geleceğiniz için bu bataklık çukurundan kurtulmak istiyorsanız sizlere uzatılan eli geri çevirmeyin. Ne olur kendi sağlığınız için tedavinizi olun.
Şunu unutmayın ki bu ülkenin sizlere ihtiyacı var. Sizin beyninize ihtiyacı var. Bizler, eğer sağlıklı toplum olursak üreten toplum oluruz. Bu yüzden asla vazgeçmeyin. Ülkemizin düşmanlarını da daha fazla sevindirmeyin.