AĞIZLARDAN BAL AKIYOR


Aman Allah’ım o ne tatlı konuşurdu. Kendimizden geçirdik. Sobanın söndüğünü unutur o konuşmalara dalar giderdik. Kendimizden geçerdik. Sobanın söndüğünü neden sonra anlardık. O yıllarda Türkçe’yi çok güzel kullanan insanlar vardı. Zeki Müren, Adnan Pekak, Prof İsmet Giritli, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Halit Kıvanç ama Bal Mahmut bir başkaydı. Üniversite sınavlarında edebiyat bölümünü tercih edişimin nedeni belki de Bal Mahmut sevgisidir.
Günümüzde, özellikle seçim arifelerinde çevremizde yüzlerce Bal Mahmut oluşuyor. Ağızlardan bal akıyor. Beyefendiler, hanımefendiler... İsabet buyurdunuz. Çok haklısınız. Sevgili kardeşlerim. Ellerinizden öpüyorum. Canların canı... Sevgili bacım  ne tatlı konuşuyor.
Ben böyle seçmenlere bayılıyorum. İşte ben bu yüzden Beşikdüzü’nü, Beşikdüzü’nün güzel insanlarını çok seviyorum. Parti farkı gözetmeksizin her partinin aday adayları daha çok bu cümleleri kullanıyorlar. İnsan, ister istemez şunu düşünüyor:
Bunlar seçilene kadar çok kibarlar. Seçildikten sonra mı gerçek kişiliklerine dönüşüyorlar. Sözlüğümüzde bulunmayan çok kibar! Sözcükleri vekil seçildikten sonra mı öğreniyorlar: “Arsız, hırsız..” Anana saygılar! Bilmem daha neler.. Aman Allah’ım o ne kibarlık, o ne incelik!.. Yüzlerce Bal Mahmut karşımızda... İnsanın aklına kendilerine bir iyilik yapma geliyor.
Kişiliklerini, inceliklerini, kibarlıklarını koruma  adına onlara oy vermeyelim. Onlara kötülük yapmayalım. Onların Bal Mahmut misali yaşamlarını sürdürmelerini sağlayalım. Nice Bal Mahmutlar’ın yetişmesi dileğiyle...