Esra Nur Pervan - Sonnokta

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Heyelan Uygulama ve Araştırma Merkezi Üyesi Prof. Dr. Hakan Ersoy gazetemize konuştu. Ersoy: “Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından kuraklık haritaları hazırlandı. Burada son 3 ay içinde Trabzon en kurak illerden biri olarak karşımıza çıktı. Tabii bu tablo bakıldığında biraz ürkütücü.  Ancak bu durum kuraklığa doğru gidiyor muyuz demek için çok erken, çünkü küresel iklim değişikliğinin etkilerini biz böyle bir ay iki ay gibi süreçlerde anlayabilmemiz mümkün değil. Dolayısıyla kuraklığa gittiğimiz söylenebilir mi, bunun için çok erken ama iklim değişikliği etkilerini çok bariz görüyoruz. Bugün kuraklığı yaşadığımız Trabzon’da yarın öbür gün aşırı ve şiddetli yağışlarla birlikte belki Türkiye ortalamasının yarısının bir gecede doğu Karadeniz’de herhangi bir bölgede görerek taşkınlara ve sellerle karşılaşabiliriz. Dolayısıyla aslında kuraklıktan ziyade iklim değişikliğinin önemli etkilerini bölgemizde de yaşar hale geldik diyebiliriz.”

ÇALIŞMALARI YAPIYORUZ

“Üniversitemizde bu çalışmalar yapılıyor. Özellikle üniversitemizde Çevre Sorunları Uygulama Araştırma Merkezi ve heyelan uygulama ve araştırma merkezleri adı altında iki merkez mevcut. Bu iki merkez yönetim değişikliğinden itibaren hummalı şekilde bu çalışmalara el atmaya başladı. Hatta bu iki merkezimizin de birlikte yürüttüğü Avrupa Birliği ön başvurusunu geçen projelerimiz de var. Bununla birlikte sadece merkezler değil bu merkezlerin dışında üniversitemizde özellikle öncelikli alanlar bakımından iklim değişikliğiyle kısmen eşleştirilen bir üniversite. Bu anlamda orman fakültesinden, mühendislik fakültesinden, mimarlık fakültesinden konuyla ilgili çalışmalar devam ediyor. Özellikle bu çalışmalarda da farkındalık artırmaya yönelik çalışmalar sürüyor.”

BİR AZALMA VAR!


“Devlet Su İşleri’nin yürüttüğü çalışmalarda Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yeraltı suyu rezervlerinde bir azalma olduğu söylendi. Ama bu şu demek değildir gelecekte böyle bir şey karşımıza çıkmayacak anlamına gelmez. Evet, şu anda Doğu Karadeniz bölgesi için su kıtlığı anlamında korkmaya gerek yok. Bizi korkutan gelecek dönemde eğer iklim değişikliğinin etkilerini bu şekilde yaşamaya devam edersek, artık buna karşı da önlem almanın zamanı şimdiden geldi diyorum.” 

DOĞANIN KARŞISINDA DURAMAYIZ
“Bizler insanoğlu olarak dünyanın ya da doğanın hâkimi değiliz. Dolayısıyla doğanın karşısında duramayız. Doğa da her koşulda bize ne yapacaktır, çarpacaktır. Biz de doğayla uyumlu yaşamayı dolayısıyla doğanın karşısında durmayı öğrenmeliyiz. Mesela heyelanlar ve taşkınlar dünyanın 4 buçuk milyar yıllık yaşını düşündüğümüzde geçmişten günümüze kadar olan zaten vardı. Bu doğa olayları dünyanın nefesi, bizler bunlarla birlikte yaşamayı öğrendiğimiz sürece biz bu olaylardan zarar almadan şekilde hayatımızı sürdürebiliriz. Karşısında durmayacağız, birlikte yaşamayı öğreneceğiz.”

AFETE MARUZ BİRÇOK BÖLGE VAR
“Afete maruz birçok bölgemiz var, afete maruz bölgelerde yerleşimin olmaması lazım. Ancak şu anda afete maruz böyle birçok yerde, yüzde 80’ninde belki de yerleşim devam ediyor. Yasalar bu yönde, biraz daha güçlendirilebilir ama eğitimle dönüşü olur bu işin. Belki bu dönemin kaybettik, bir sonraki dönem bilmiyorum ama daha sonraki döneme biz bu bilinci vererek insanlarımızın da bu tür doğal kaynaklı olaylarla yaşamayı öğretecek bir eğitim sistemiyle biz bunu yenebiliriz. Başka türlü yapısal önlemlerle, yani istinat duvarları, fore kazıklar, terslik bentleri gibi yapısal önlemlerle sadece durumu idare ederiz, karşısında durmaya çalışırız ve sonuçta da kaybederiz. Yani bu tamamen bilinçle ve eğitimle olur.”

Prof. Dr. Ersoy, Yayın Kurulumuzdan Esra Nur Pervan’a değerlendirmelerde bulundu.

Editör: Haber Merkezi