24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ


Hz. Peygamberimiz, “İlim Çin’de de olsa git öğren.” Kutsal Dinimizin ilk emri “Oku” değil midir? Eğitim ordusuna verilen değer, ödenen maaş bugünkü rakamlara göre gülünçtür. Bir ülkenin eğitim ordusu, öğrencileri, vatana, ulusa karşı sevgiyle eğitemezse, barışsever, insan sever yapamazlarsa siz güvenlik güçlerini son model silahlarla donatsanız ve yargıçlara, savcılara öğretmenin aldığı maaşın iki mislini verseniz de o ülkede huzuru sağlayamazsınız. Çünkü bir toplumun huzuru eğitimle elde edilir.
Bir düşünür, “Bir okul açmak bir hapishane kapatmaktır,” demişti yıllar önce. Biz ise hapishaneler yapmakla övünen toplum olduysak nedeni yeteri kadar öğretmene ve eğitime önem vermeyişimizdendir.

1923 yılı bütçesi görüşülürken, Bütçe komisyonu Atatürk’e milletvekillerinin maaş miktarını sorarlar. Atatürk, “Öğretmenlerin maaşını geçmesin” buyruğunu verir. Sayın Cumhurbaşkanımız 204 eğitimciye Ak Saray’da kabul töreni verecekmiş. Aslında güzel bir jest de Türkiye’de 800 bin öğretmen olunca mutlu edici değildir. Ben eminim idareci seçiminde olduğu gibi seçilen öğretmenler debelirli derneğin işaret ettiği kişilerdir.

Öğretmen, alan bilgisiyle yeterli, ekonomik geliriyle güçlü olmalıdır. Öğretmenin ilerlemesinde, not vermesinde, insanca yaşama olanaklarına sahip olmalıdır. Boş zamanlarında dolmuş şoförlüğü, tezgahtarlık gibi yan işlerle değil, kendi mesleki alanında ilerleyici olanaklara sahip olmalıdır. 1946 yılında yeni mezun bir öğretmen 11 Cumhuriyet altını alacak maaş alıyordu. Bugün aldığı maaşı o günle kıyaslarsak ne kadar geriletildiğini görebiliriz. 
  
Yetkililer, bu bir hafta boyunca öğretmenlik mesleğini göklere çıkaracaklar. Öğretmenliğin Tanrı mesleği olduğunu söyleyeceklerdir. Sonrası mı? Suçlu bir öğrencinin karşısında öğretmene sahip çıkılmayacak, öğrenci ve veli baştacı edilecek.
Öğretmen maaşlarının artırımı söz konusu olunca yanıt, “Siz çoksunuz, bütçemiz bu yükü kaldıramıyor.” Avrupa normlarına göre ülkemizin yüz binlerce öğretmene gereksinimi var.”

Emekli öğretmenlerin durumu işler acısıdır.  Yüzde 20’lerde seyreden enflasyona karşı yüzde üç artış, yıllarını eğitime vermiş ve emekliliğinde insanca yaşamak isteyen bu vatan sever insanlara kulak vermek devletin görevi olmalıdır.
Kısaca,lafla peynir gemisi yürümüyor. Önemli olan icraattır. Bilmiyorum ben mi yanılıyorum.