Yazmakta biraz geç kaldım. Genelde yılın ilk ayında yazardım; ancak girdiğim siyasi bir yoğunluktan dolayı yazmak şimdi nasip oldu.
Şöyle bir düşünün '2023 yılını iyi geçirdim mi?' diye! Kendinizi düşünün! Ülkemizi düşünün! Yaşadığınız coğrafyayı düşünün! Bakın bakalım benliğinizde neler kaldı? Ben şimdi öyle yapacağım. Bakalım, benim benliğimde neler kalmış?
Maçka'da, Karadeniz ilçelerinde ilk olacak tarihi müze için ne kadar girişim yapmışsam duvara konuştuğumu anladım. Bu yıl da bu konuda ne yazık ki başarısız oldum! Müze için insan aklının bu yıl da ters çalışmasını yaşadım. Tüm siyasetçilerin aklını kullanma yerine beyinlerinde yarattıkları senaryonun esiri olduklarına şahit oldum!
Her ne kadar derelerimize şiirler, şarkılar yazılsa da Maçka kanalizasyonunun dereye akıtılmasına, çıkan çirkin görüntünün ve doğayı kirletmenin önüne geçmek için yaptığım girişimler sonuçsuz kalınca başarılı olamadım. Çoğunluğun adaletsizliği, azınlığın adaletini yerle bir ediyor; sen ne kadar haklı olursan ol. Çözümü olan bir yapılanmayı çözümsüzlüğe ulaştırmak, yönetenlerin görevi gibi olmuş ne yazık ki!
Evet, bu yıl Maçka deresinde taş kaydıramamıştım; ama Maçka'nın değerli yıldızlarını insanlara okutarak gözlerinin önünde yaşamlarını kaydırdım. Bu yıl da Maçka ormanlarının kesimi olanca hızıyla devam etti Maçkalıların gözleri önünde! Nizami kesim altında ne kadar nizami olmayan kesim türü varsa hepsine şahit oldum! Güzelim ormanlarımız, ormanları korumakla yükümlü olanlar tarafından talan edildi!
Pek çok sabah, tavuklara yem atarken kuşları da yedirdim. Dalında olan meyveyi de yedim, çiçeği de kokladım! Dedemden kalan güz güllerini hayranlıkla seyrettim. Ne yazık ki siyasiler söz vermelerine rağmen bu yıl da Vazelon ve Kuştul Manastırının restorasyonu için hiçbir girişimde bulunmadılar! Maçka olan hızıyla ekonomik çözümsüzlüğün içine koşar adım gitmeye devam ediyor.
Pek çok sabah güneşin doğuşunu izledim. Gün ışığı ile uyandım ve güneşin ışınlarının yaydan çıkmış ok gibi santim santim dağı aşıp bahçeye vurmasına şahit oldum. Sabah erkenden kuşların telaşını seyrettim. Havuzda balıkların güneşin ışınlarının onlara ulaşmasından, kenarda otlanmalarına şahit oldum. Ancak huzur veren bu olaylar karşısında ne yazık ki huzur bulamadım!
Mağaza yenilememizi yazın en çok iş yaptığımız döneminde sorunsuz olarak gerçekleştirdik. Benim için çok önemliydi. İş konusunda sorunsuz bir yıl geçirdik diye bilirim. Ancak uzmanların 2024 yılı için ekonominin kötüye gideceği söylemleri karşısında da tedirgin olduğumu da belirtmek isterim. Enflasyonist ortam bizim gibi ticaretle uğraşanların çok dikkatli olmasını gerektiriyor. Ülkenin alım gücü gün geçtikçe eriyor.
2022 yılında, otuz sekiz yıl sonra gelen şampiyonlukla bütün şehir hatta bütün ülkeyi neşeye boğan kutlama görüntüleri dünyada görüntüleme rekorları kıran Trabzonspor’dan bu yıl eser kalmayışına çok üzüldük. Bazen içimden şunu geçiriyorum: 'Yetiştirdiğimiz futbolcuyu zamanında en üst seviyedeyken satmalıyız. Yoksa her ne hikmetse en iyi dediğimiz futbolcumuz bir sonraki dönem en kötü sezonunu geçiriyor.'
Bu kadar siyasi çalışmaya rağmen birleşemez denilen partilerin birleşmesine, emekli maaşlarının pula dönmesine, asgari ücretin alım gücünün yok olmasına, bu kadar haksız tutuklanma yapılmasına, eğitimin yerlerde sürünmesine, doğa katliamlarının tam hızla devam etmesine rağmen ülkeyi yöneten siyasi partinin seçimden tekrar birinci çıkması bana göre 2023 yılının en büyük olayıydı. Yaz geceleri bahçede yıldızlara baktığımda 'Bu ne kadar yıldızdır!' diye şaşırmadım; çünkü her gece gördüğüm için bana şaşırtıcı gelmedi. Bu yıl gözlerimden yaş gelinceye kadar güldüm Sarı Tilki ve Küçük Porsuk'a! Ticareti onlar da sevdi; hergün mağazada çalışmaları ve komşu esnafla kurdukları diyalog beni çok memnun etti. Sarı Tilki’nin kazandığı parayı tutması, Küçük Porsuk'un kazandığı parayı savurmasına şahit oldum bu yıl.
'Sağlıklı bir yıl geçirdim!' diye sevinemedim; çünkü ailede birinin sağlık problemi yaşaması, benim sağlıklı olmamın anlamını ortadan kaldırıyor. Senin sağlıklı olman için çaba sarfedenin sağlıksız duruma gelmesi görüntüde sağlıklı olmana rağmen içinin ne kadar sağlıksız olduğunu sana yaşatıyor. Hani bir hak olsa o sağlık problemini seve seve ben alır ve gönüllü olurdum.
2024 yılının tüm hastalara şifa getirmesini, ülkemizde hak, hukuk ve adaletin kişiye veya konuma göre değil de herkese eşit olarak uygulanmasını, haksızlıklar karşısında yazma ve konuşma özgürlüğünün olduğu bir yıl dileyerek yazımı bitirmek istiyorum. Her şey gönlünüzce olsun.