Milli Eğitim Bakanlığı 2023 Eğitim Vizyonu Belgesini 23.10.2018 tarihinde açıkladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un kamuoyuna duyurduğu belgede eğitim ve eğitim çalışanları ile ilgili olarak çok önemli ve yeni değişiklikleri ihtiva etmekle birlikte bu belge kamuoyunda oluşan yüksek beklentiyi tam anlamıyla tatmin edememiştir.
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması; yıllardır bir kariyer mesleği olan öğretmenliğin, saygınlığını ve statüsünü belirlemesi açısından büyük bir eksikliği kapatacaktır. Bu kanundan beklenen 657 Devlet Memurluğu Kanunu’ndan doğan haklarımızı eksiltmeyip koruyup genişletmesidir. Öğretmenlik kariyer sisteminin ve öğretmenlere yönelik şiddeti önleyecek caydırıcı düzenlemelerin de bu kanunda yer alması gerekmektedir.
Okul yöneticiliğine atamada yeterliliklere dayalı yazılı sınav uygulaması ve belirlenecek diğer nesnel ölçütlerin kullanılacağının ifade edilmesi, yönetici atamalarında mülakatın kaldırılacağı anlamına gelmektedir. Yıllardır mülakatla alınan torpilli, yandaş, bilgi ve birikimden yoksun, ehil olmayan okul yöneticilerinden eğitim sistemimiz çok zarar görmüştür.
Teşvik uygulaması hem öğretmen istikrarını sağlayacak, öğretmen açığı sorununu çözecek hem de öğretmenlerin gönüllü olarak belli bölgelerde çalışmasını sağlayacaktır. Bu planlama belli bir bölgede yapılmayıp tüm okullarımız için ayrı ayrı hesaplanması bütünlük arz edecektir.
Sözleşmeli öğretmen istihdamının 3+1 şeklinde esnetilmesi olumsuz olup sözleşmeli öğretmenlik ivedilikle ve tamamen kaldırılmalıdır. Ücretli öğretmenlerin ücretlerinin iyileştirileceği maddesi makul olsa bile ücretli öğretmenliğin meşrulaştırılması kabul edilemez. Öğretmenler odasında aynı işi yapan farklı farklı çalışanların olmaması gerekmektedir.
Okullara bütçe tahsis edilmesi bir an önce hayata geçirilmelidir. Okullar kendi ayaklarının üzerinde durmalıdır. İkili eğitimin kalkmasından doğan okul ve derslik ihtiyacının da bir an önce giderilmesi gerekmektedir.
Okul öncesi eğitimin zorunlu olup en az 13 yıllık milli eğitim proğramı uygulanacak olması doğru olsa da, ilkokul eğitiminin 5 yıl olarak düzenlenmemesi eğitimcilerin ve uzmanların beklentisini karşılamamıştır.
Öğretmen atamalarında mülakat uygulamasının kaldırılacağına ilişkin bir hususun yer almaması hayal kırıklığı yaratmıştır. Öğretmen atamalarında mülakat tamamen kaldırılmalı, atamalar sadece KPSS puan üstünlüğüne göre yapılmalıdır. Pedagojik formasyon uygulamasının kaldıracağını, yerine öğretmenlik hakkı kazanan adaylara lisansüstü düzeyde Öğretmenlik Mesleği Uzmanlık Programı açılacağı ifade edilmiştir. Bu açıklamadan başka fakülte mezunlarının da öğretmen olma hakkı verilebileceği anlaşılıyorsa eğitim fakültesi mezunlarının önünün tıkanıp eğitimde niteliğin azalacağı aşikardır.
Ders saatlerinin sayısının azaltılarak teneffüslerin artırılması, öğrencilerin sosyal kültürel faaliyetlerde de yer alması eğitim açısından faydalı olacaktır. Eğitim kalitesinin artırılmasına yönelik hedeflerin belirlenmesi, müfredata yönelik çalışmalar yapılması, mesleki ve teknik eğitimin güçlendirilmesi gerekmektedir.
Bu belgede öğretmenler dışındaki diğer eğitim çalışanlarına yer verilmemiştir. Öğretmenler dışındaki diğer eğitim çalışanlarımız, eğitim sistemimizin görünmez kahramanlarıdır. Gerekli olan hassasiyet gösterilip tamamlanmalıdır.
Eğitim vizyonu belgesinde en önemli eksiklik nasıl bir nesil yetiştireceğimizin belirtilmemesidir. 13 yıllık eğitim öğretim sonucunda, milli ve manevi değerlerine sahip dünyaya entegre olmuş çağ açıp çağ kapayacak Türk Gençliği yetiştirilmesi hedeflenmelidir.
Sayın Bakan’ın vizyon belgesinin ruhunu; ehliyet, liyakat, bilim ve ahlak vurgusuyla tanımlamış olmasının sözde kalmamasını, tüm uygulama ve tasarruflara yansımasını umutla bekliyoruz. Eğitim camiasının artık yandaş kayırmacılığa ve ötekileştirmeye tahammülü kalmamıştır.